Den sarg Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Den Sarg öffnen.
Wir haben den Sarg untersucht.
Den Sarg meines Vaters?
Können wir den Sarg schließen?
Tabutu kapatabilir miyiz?Den Sarg. Wie soll ich das erklären?
Tabut. Bunu nasıl açıklayacağım?Du sollst den Sarg tragen.
Senden tabutu taşımanı istedi.Den Sarg auf dem Autodach festbinden?
Tabutu arabanın üstüne mi bağlayacaksın?Sieh dir den Sarg an, Kind.
Açın tabutunu görelim oğlumu.Tabut içine konunca.Ihm den Sarg bauen.
Ona tabut yapacağım.Sie verschließen den Sarg nicht.
Tabutu kilitlemenizi istemiyorum.Babamın tabutunu taşımak istiyorlarmış.Natürlich hab ich in den Sarg gesehen.
Ich hole den Sarg später zurück.
Tabutu daha sonra geri alacağım.Wir müssen etwas in den Sarg legen.
Tabutun içini dolduracak bir şeyler bulmalıyız.Bring auch den Sarg der Ewigkeit mit!
Sonsuzluk Tabutunu da al!Los geht's. Jungs, könnt ihr uns helfen, den Sarg rauszuholen?
Millet, tabutu çıkartmaya yardım eder misiniz? Hadi, yapalım?Sie trägt den Sarg ihrer Mutter.
Oğlunun tabutunu annesi taşıdı.Oder vielleicht Kränze für die Kirche. Dann möchten Sie vielleicht noch Blumenspritze für den Sarg.
O hâlde tabut için çiçek buketi… ve kilise için çelenk seçmeniz gerekecek.Man wählt den Sarg online.
Tabutun çevrimiçi seçilmesi gerekiyor.Sie hatten den Sarg, bis der Leichenwagen ihn abholte und heute Morgen herbrachte.
Cenaze arabası almaya gelene kadar, tabut oradaymış ve bu sabah buraya getirmiş.Ich find es nur komisch, dass man den Sarg so offen lässt.
Sadece, açık tabut… Böylece burada bırakıldığına inanamıyorum.Sie hat sogar den Sarg ausgesucht und komplett bezahlt!
Tabutunu seçmiş, ödemesini de peşinen yapmış!Yani babamın tabutunu deviren… Marthanın şu erkek arkadaşı bu haplardan sadece bir tane mi yutmuştu?Da hatte man den Sarg herabgelassen.
Tabutu oradan aşağı indirdik.Und ich muß den Sarg durch den Zoll kriegen, weil dort ein Leichenwagen warten wird.
Ve o tabutun gümrük işlerini halletmem gerek çünkü orada bir cenaze arabası bekliyor olacak.Ein Tuch für den Sarg deines Vaters.
Babanın tabutunu sarmak için bir bez.Mr. Nuttall gab den Sarg in Auftrag, will aber weiter nichts damit zu tun haben.
Bay Nuttall tabut siparişi verdi, ama daha fazlasına karışmıyor.Ein Jammer, dass Jimmy den Sarg nicht mittragen konnte.
Jimmynin tabutu bizimle taşıyamaması yazık oldu.Es springt in den Sarg, der Deckel schließt sich.
Tabutun içine atlar, kapak kapanır.
