EIN ANWALT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Isim
bir avukatım
anwalt
anwältin
rechtsanwalt
jurist
rechtsanwältin
bir avukata
anwalt
anwältin
rechtsanwalt
jurist
rechtsanwältin
savunucusu

Ein anwalt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Er ist ein Anwalt.
Unten wartet jemand auf dich, ein Anwalt.
Bir avukat aşağıda seni bekliyor.
Ja, ein Anwalt.
Evet, bir avukat.
Artur Orzechowski, ein Anwalt.
Artur Orzechowski, bir avukat.
Oder ein Anwalt.
Yahut bir avukat.
Combinations with other parts of speech
Sie wirken nicht wie ein Anwalt.
Bir avukata hiç benzemiyorsun.
Wie wird ein Anwalt heroinabhängig?
Bir avukat nasıl eroin bağımlısı olabilir ki?
Peter, ich bin auch ein Anwalt, ja?
Peter, ben gerçek bir avukatım, tamam mı?
Dir würde ein Anwalt auch nicht schaden.
Senin de bir avukata ihtiyacın olabilir.
Woran merkt man, dass ein Anwalt lügt?
Bir avukatın yalan söylediğini nasıl anlarsın?
Ein Anwalt muss sich mit solchen.
Bence bir avukata danılmalısınız böyle şeyleri.
Ich bin ein Anwalt.
Ben bir avukatım.
Ein Anwalt hat eine Aussage vorbereitet.
Bir avukata ifade hazırlattım.
Er ist nur ein Anwalt, Ally.
O sadece bir avukat, Ally.
Ein Anwalt kann hier nicht viel ausrichten.
Burada bir avukatın yapabileceği pek bir şey yok.
Heute morgen hat ein Anwalt angerufen.
Bu sabah bir avukat aradı.
Ein Anwalt namens Ronald Adair besuchte mich gestern.
Ronald Adair adında bir avukat dün beni görmeye geldi.
Ich bin nur ein Anwalt, schon vergessen?
Ben sadece bir avukatım, hatırlıyor musun?
Ein Anwalt wie Bensal kann unserer Sache nur helfen.
Bansal gibi bir avukatın davamıza kesinlikle yararı olur.
Aber du wolltest doch ein Anwalt für die Umwelt werden.
Ama çevreci bir avukat olmak istiyordun.
Ein Anwalt ist seinem Beruf verpflichtet. Und sich selbst.
Bir avukatın mesleğine ve kendine karşı sorumluluğu vardır.
Wie gesagt, ich bin nur ein Anwalt aus New York.
Dediğin gibi, Jack, Ben sadece New Yorklu bir avukatım.
Er denkt, ein Anwalt sollte alles zu Protokoll geben.
Bir avukatın söyleyeceği her lafın kaydedilmesi gerektiğini düşünüyor.
Wenn er sich einer Sammelklage annimmt? Abgesehen von Zeit, was braucht ein Anwalt am meisten, -Ja?
Toplu davada bir avukata en çok ne gerekir? Zamanın haricinde- Evet?
Ich bin ein Anwalt, der seine Arbeit tut.
Ben işini yapmaya çalışan bir avukatım.
Studenten, die nicht Teil der LGBTQ-Community sind, können ein Verbündeter, ein Anwalt und jemand sein, der Differenzen akzeptiert.
LGBTQ topluluğunun bir parçası olmayan öğrenciler müttefiki, savunucusu ve farklılıkları kabul eden biri olabilir.
Ich bin nun ein Anwalt weil ich bestanden hab.
Baro sınavını geçtim ve bir avukatım artık.
Wir haben zu dir das Buch mit der Wahrheit hinabgesandt, damit du zwischen den Menschen nach dem urteilst, was Gott dich hat sehen lassen.Und sei nicht ein Anwalt der Verräter!
Biz sana Kitabı gerçek ile indirdik ki, insanlar arasında Allahın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin;hainlerin savunucusu olma!
Was macht ein Anwalt von Wusang hier? Sei still.
Wusangdan bir avukatın burada ne işi var? Sessiz ol.
Gestern kontaktierte mich ein Anwalt namens Alan Shapiro.
Dün Alan Shapiro adlı bir avukat benimle iletişime geçti.
Sonuçlar: 530, Zaman: 0.0277

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce