EIN TAIFUN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Ein taifun Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Wie ein Taifun.
Bir tayfun gibi.
Da draußen wütet ein Taifun.
Dışarıda tayfun var.
Yen, bitte. Ein Taifun ist im Anmarsch!
Yen. Bir tayfun mu geliyor?
Mission 48 es ist nur ein taifun.
Görev 48: sadece bi̇r tayfun.
Du hast recht. Ein Taifun kommst so schnell.
Haklısın tayfun çok ani geldi.
Diese Leute waren wie ein Taifun.
O adamlar bir tayfun gibiydi.
Ein Taifun fegt über das Land und die Familie ist gezwungen die ganze Nacht dort zu bleiben.
Bir tayfun geçer ve aile bütün gece orada kalmalıdır.
Zuerst ein Taifun.
Önce Tayfun Erbilen.
Ja, aber in New York tobt ein Taifun.
Evet, ama Newyorkta tayfun var.
Ein Taifun auf QRA fängt eine russische Tupolev Tu-95- Bomber britischen Luftraum nähern.
Bir Typhoon QRA bir Rus karşılar Tupolev Tu-95 UK hava sahasını yaklaşan bombacı.
Das also ist ein Taifun.
Demek tayfun buymuş.
Ein Taifun in China, der einem Hurrikan der Kategorie 3 entspricht, kann zu Flugverspätungen von und nach China führen.
Çinde Kategori 3 kasırgasına eşdeğer olan tayfun, Çin‘ e gelen- giden uçuşlarda gecikmelere neden olabilir.
Drei Vulkane, ein Taifun.
Üç kere yanardağ, bir kere tayfun.
Eine netflix serie mission 48 es ist nur ein taifun.
Görev 48: sadece bi̇r tayfun. bi̇r netflix di̇zi̇si̇.
Sklavenhändler werfen Sterbende über Bord und Tote, ein Taifun kommt auf", das mich zum Glück jeden Morgen vor meinem mageren Frühstück begrüßt.
Örneğin, köle geminiz, karşılaştığım en iyi servetlerden. Gemiden atlayıp ölen köleler- Yaklaşmakta olan tayfun'', her sabah kahvaltımı yapmaya giderken.
Schatz, sieh dir das an, ein Taifun.
Sevgilim, bak. Bir tayfun.
Sklavenhändler werfen Sterbende über Bord und Tote, ein Taifun kommt auf", das mich zum Glück jeden Morgen vor meinem mageren Frühstück begrüßt.
Tayfun Gelirken Güverteden Atlayan Köleciler, Ölmüşler ve Ölmekte Olanlar''… ki her sabah tatsız kahvaltıma giderken… kendisiyle selamlaşma şansına sahibim.
Aber ich hörte, es kommt ein Taifun.
Ama bir tayfunun geleceğini duydum.
Wovon redest du? War da ein Taifun draußen?
Ne yani? Dışarıda tayfun mu var?
Sei ein Mann- Ihr müsst so stark sein wie ein Taifun.
Bir erkek ol Büyük bir tayfunun bütün gücüyle.
An einem Abend zieht ein Taifun auf.
Ancak gece bir tayfun çıkıyor.
Ja, aber in New York tobt ein Taifun.
Evet, ama New Yorkta tayfun varmış.
Es ist gesehen entlang einer Küste, nachdem ein Taifun bestanden hat, am häufigsten.
Tayfun en sık geçtikten sonra bir sahil boyunca görülür.
Wir haben die Möglichkeit eines Taifuns gehört, jetzt überlegen wir, was wir tun sollen.".
Tayfun ihtimalini duymuştuk, şimdi ne yapacağımızı düşünüyoruz'' dedi.
Wir haben die Möglichkeit eines Taifuns gehört, jetzt überlegen wir, was wir tun sollen.".
Tayfun ihtimalini duymuştuk, şimdi ne yapacağımızı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Der Markt in Taiwan blieb wegen eines Taifuns geschlossen.
Tayvandaki finansal piyasalar tayfun sebebiyle kapalıydı.
Wie vor einem Taifun.
Fırtına öncesi sessizlik gibi.
Papa, wir hatten einen Taifun.
Babacığım, bir tayfun var.
Ich kämpfe gegen einen Taifun.
Ben bir tayfunla savaşacağım.
Nach einem Taifun der Arzneimittelsicherheit Fragen.
Sonra ilaç güvenlik konularında bir Tayfun.
Sonuçlar: 270, Zaman: 0.0231

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce