EINE TENDENZ ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bir eğilim
• eğilimindeyiz

Eine tendenz Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Alles hat eine Tendenz.
Her şeyin bir trendi var.

Eine Tendenz vereinigt sie alle.
Bir eğilim hepsini birleştirir.

Ich sehe hier eine Tendenz.
Burada bir trend görüyorum.

Nur eine Tendenz verbindet sie alle.
Bir eğilim hepsini birleştirir.

Und Menschen habe eine Tendenz.
İnsan sahip bir eğilim vardır.

Er hat eine Tendenz zu beißen und das ist die Art, wie er spielt.
Isırmak için bir eğilim var ve bu şekilde oynar bu.

Im fünften schafft es oft eine Tendenz zur Homosexualität.
Beşinci sık sık eşcinsellik eğilimi yaratır.

Es gibt eine Tendenz zu denken, dass das WC das schmutzigste Ding ist.
WCnin en kirli şey olduğunu düşünmek için bir eğilim var.

Chinesisch-russischer Handel hat eine Tendenz des Wachstums gezeigt.
Çin-Rus ticaret büyüme eğilimi göstermiştir.

So gibt es eine Tendenz für die Spiele online Flugzeuge werden völlig unnötig.
Bu yüzden online uçaklar tamamen gereksiz hale oyunlar için bir eğilim vardır.

Aber jede dieser Praktiken zeigt eine Tendenz zur Gewalt.
Ama bu pretiklerin herbiri bir şiddete eğilim gösteriyor.

In Kiew gibt es eine Tendenz Lieferung Büros für Untervermietung- Experte.
Kiev, devren kiralamak için bir eğilim teslim ofisleri var- uzman.

Die Krankheit entwickelt sich relativ langsam, hat aber eine Tendenz zur Progression.
Hastalık yavaş gelişir ama ilerleme eğilimi vardır.

In letzter Zeit gab es eine Tendenz, diese Krankheit zu verjüngen.
Son zamanlarda, bu hastalığı gençleştirmek için bir eğilim var.

Wenn eine Tendenz zur Alopezie besteht, dann müssen Sie ständig die Menge der herausfallenden Haare überwachen.
Alopesi eğilimi varsa, o zaman saç dökülme miktarını sürekli olarak izlemeniz gerekir.

Feuer: Hat Tonnen von Energie, aber eine Tendenz, alles zu übertreiben.
Ateş: Tonlarca enerjiye sahip ancak her şeyi abartma eğiliminde.

Wenn Sie eine Tendenz zu Schlafwandler haben, stellen Sie sicher, dass Sie mit Ambien vermeiden.
Eğer bir eğilim sleepwalk varsa, Ambien kullanarak önlemek emin olun.

Gefälschte Zigaretten, vor allem in Fernost, haben eine Tendenz zur Verbreitung.
Sahte sigara, özellikle Uzakdoğuda yayılma eğilimi vardır.

Jedenfalls gibt es eine Tendenz, egoistische Konflikte mit deinem Kumpel zu haben.
Neyse arkadaşı ile bencil çatışmalar için bir eğilim vardır.

Dennoch, die Krypto-malware hat auch eine Tendenz, löschen Sie einige Dateien.
Bununla birlikte, kötü amaçlı yazılım crypto de bazı dosyaları silmek için bir eğilim vardır.

Es gibt auch eine Tendenz, Dinge aus Spenden zu bekommen und manchmal etwas faul zu sein.
Bağışlardan şeyler almak ve bazen biraz tembel olmak için bir eğilim de vardır.

Allerdings, wenn Venus schwach ist, kann es eine Tendenz geben, viel zu seinem Partner zu geben.
Venüs zayıfsa Ancak, onun ortağı bir sürü vermek için bir eğilim olabilir.

Es wird eine Tendenz für diese Individuen geben, dass sie in einer selbstzerstörerischen Weise handeln.
Bu bireylerin kendini- yıkıcı şekillerde davranmaya eğilimleri olacak.

Dieser Akkord ist eine schwierige, weil Ihr Mittelfinger eine Tendenz hat, sich auf der E-Saite zu verfangen.
Bu akor, zor bir iştir, çünkü orta parmağınız E-ipini yakalama eğilimindedir.

Wir haben auch eine Tendenz, die Worte"Traurigkeit" und"Depression" synonym zu verwenden.
Ayrıca“ üzüntü” ve“ depresyon” kelimelerini birbirlerinin yerine kullanma eğilimindeyiz.

Schwerer, wie die meisten ransomware-Viren, hat eine Tendenz, um Computer zu infizieren durch spam.
Schwerer, en ransomware virüs gibi, spam yoluyla bilgisayarlara bulaştırmak için bir eğilim vardır.

Teams können auch eine Tendenz entwickeln, entweder langsam zu starten oder schnell aus dem Tor zu kommen.
Ekipler ayrıca yavaş başlama veya geçitten hızlıca çıkma eğilimi de geliştirebilirler.

Kuhle warnte, diese befunde zeigten nur eine tendenz zu unterschieden zwischen den geschlechtern.
Kuhle, bu bulguların sadece cinsiyetler arasındaki farklılıklar için bir eğilim gösterdiğini belirtti.

Ich habe eine Tendenz(die manche schätzen und manche verabscheuen), immer etwas verbessern zu wollen.
Her zaman bir şeyleri iyileştirmek isteme eğilimim var( bazıları takdir eder, bazıları iğrençtir).

Ausserdem lässt er sich leicht ablenken, eine Tendenz gegen die alle Affen kämpfen sollten.
Ayrıca, dikkati kolaylıkla dağıtılabilir ve bu da bütün Maymunların üstesinden gelmeye çalışması gereken bir eğilimdir.