ER ANRUFT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• aradığında
• ararsa
• aramasını
• aradığı
• aradığını
• arayana
• o arayana

Er anruft Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ja, Sir. Sobald er anruft.
Evet, efendim, aradığı anda.

Wenn er anruft, stell dich dumm.
Olur da seni ararsa salağa yat.

Nichts passiert, bis er anruft.
O arayana kadar hiçbir olmayacak.

Wenn er anruft, stell dich dumm.
Olur da seni ararsa bilmezden gel.

Woher soll ich wissen, dass er anruft?
Onun aradığını ne bileyim?

Wenn er anruft, kriegen wir Earl zurück.
Aradığında Earlü sağ salim alacağız.

Sagte er, warum er anruft?
Neden aradığını söyledi mi?

Wenn er anruft, sag ihm,.
Eğer ona ulaşırsan beni aramasını söyle.

Ich sorge dafür, dass er anruft.
Sizi mutlaka aramasını sağlarım.

Wenn er anruft, hole ich Sie im Auto ab.
Aradığında gelip seni arabamla alırım.

Ich sag's ihm, wenn er anruft.
Tamam. Eğer ararsa söylerim.

Immer, wenn er anruft, kommt dieselbe Musik.
Ne zaman arasa aynı müzik çalıyor.

Das müssen wir, bis er anruft.
Bizi arayana kadar burada kalmamız lazım.

Wenn er anruft, dann keine Abendessen mehr, Ok?
Eğer ararsa yemek yok, tamam mı?

Wir bleiben hier bis er anruft.
Bizi arayana kadar burada kalmamız lazım.

Warum?- Wenn er anruft, antworten Sie?
Aradığında, ona cevap vermeni istiyorum. Neden?

Wir wissen nicht, ob er anruft.
Üstelik adamın aramayacağını ne biliyoruz?

Wenn er anruft, versuch ich, nett zu sein?
Eğer ararsa, kibar olmaya çalışırım tamam mı?

Du sollst warten, bis er anruft.
Biliyorum o arayana kadar beklemeni söyledi.

Wenn er anruft, sag ihm, es ist vorbei.
Aradığı zaman bu işin bittiğini söyle.

Und stellt Sterling durch, sobald er anruft!
Sterling aradığı anda buraya bağla!

Wenn er anruft, dann keine Abendessen mehr, Ok?
Eğer ararsa yemeğe çıkmayacaksın, tamam mı?

Wirst du zu ihm eilen, wenn er anruft?
Aradığı zaman ona koşacak mısın?

Ok. Und wenn er anruft, gebe ich Ihnen Bescheid.
Tamam. Eğer beni ararsa, sana haber veririm.

Ich wusste, du willst, dass er anruft.
Aramasını istediğini biliyordum. Yakalandın!

Und wenn er anruft, gebe ich Ihnen Bescheid. Ok.
Eğer beni ararsa, sana haber veririm. Tamam.

Sag ihm, es ist vorbei. Wenn er anruft.
Aradığı zaman… bu işin bittiğini söyle.

Wenn er anruft, Bitte sagen Sie ihm das.
Eğer sizi ararsa lütfen ona bunu söyleyin.

Du sitzt zu Hause und hoffst, dass er anruft.
Sanki evdesin ve seni aramasını bekliyor gibisin.

Wenn er anruft… Dann würdest du es mir doch sagen, oder?
Yani eğer ararsa bana söylersin, değil mi?