ER HASSTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• nefret
• kinlendi

Er hasste Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Er hasste uns.
Bize kinlendi.

Santiago, er hasste Kevin.
Santiago, Kevinden nefret ediyordu.

Er hasste Gewalt.
Şiddetten nefret ederdi.

Dann tat Franke etwas, was er hasste.
Sonra Frankie yapmaktan nefret ettiği bir şey yaptı.

Er hasste den Ort.
Buradan nefret ediyordu.

Nur ein Jahr, nachdem Jason von Ihrer Schule nach Hause kam, hat meine Frau… Er hasste uns.
Bize kinlendi. Jason okulundan döndükten bir yıl sonra karım.

Er hasste Joffrey.
Joffreyden nefret ederdi.

Ich wusste, er hasste Martin, aber ich dachte nicht… Bis Oslo.
Martinden nefret ettiğini biliyordum ama bunu yapacağını… Yani Osloya kadar.

Er hasste Amerika.
Amerikadan nefret ederdi.

Er hasste Drogen.
Uyuşturucudan nefret eder.

Er hasste die Königin.
Kraliçeden nefret ederdi.

Er hasste Diplomatie.
Diplomasiden nefret ederdi.

Er hasste Schokolade.
Çikolatadan nefret ediyordu.

Er hasste Eleanor, er..
Eleanordan nefret ediyordu.

Er hasste mich.- Lances Dad.
Benden nefret ediyordu. Lancein babası.

Er hasste mich.- Lances Dad.
Lancein babası. Benden nefret ediyordu.

Er hasste die Schule wirklich.
Ve bu çocuk gerçekten okuldan nefret ediyordu.

Er hasste die Arbeit, die er machte.
Yaptığı işten nefret ediyordu.

Er hasste die 9-mm-Teampistolen.
Takımın dokuz milimetreliğinden nefret ederdi.

Er hasste den Kommandanten genau wie wir.
Komutandan bizim kadar nefret ediyordu.

Er hasste mich und ich hasste ihn..
Benden nefret ediyordu ve ben de ondan.

Er hasste also Straßenmusikanten?
Yani bu yüzden sokak müzisyenlerinden nefret ediyordur?

Er hasste sie dafür und gab mir die Schuld.
Bunun için kızdan nefret etti ve beni suçladı.

Er hasste die Hausarbeit. Wird nie heiraten.
Ev işleri yapmaktan nefret ederdi. Hiç evlenmeyecek.

Er hasste die Leute, gegen die er ermittelte.
Soruşturmasını yaptığı o kişilerden nefret ediyordu.

Er hasste Zack dafür, dass er besser schwimmt.
Zackin daha iyi bir yüzücü olmasından nefret ediyordu.

Er hasste seine Zähne, darum trug er eine Zahnspange.
Dişlerini beğenmiyordu, onun için tel taktırdı.

Er hasste seinen Vater mehr als alles auf der Welt.
Babasından, bu dünyadaki her şeyden daha çok nefret ediyordu.

Er hasste Zack dafür, dass er besser schwimmt.
Daha iyi bir yüzücü olduğu için Zackten nefret ediyordu.

Er hasste dich, bis er erfuhr, dass du krank bist.
Hasta olduğunu öğrenene kadar senden nefret ediyordu.

"er hasste" nasıl bir cümlede kullanılır

Er hasste sie, wie konnte man nur einen anderer töten?

Er hasste sich dafür, dass er jetzt anfing, Druck auszuüben.

Er hasste seine zynischen Gedanken und verfluchte seine durchsickernde Labilität.

Es war einfach zu schlimm, und er hasste sich dafür.

Er hasste das, wenn ich ihn sah und dabei weinte.

Er hasste sich dafür ebenso sehr, wie er Victoria hasste.

Er hasste den Vater, weil er ihm die Geliebte verbot.

Er hasste es jetzt abschied von ihr nehmen zu müssen.

Er hasste kaltes Wetter, da er es überhaupt nicht vertrug.