Erklären muss Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Dass ich das erklären muss!
Bunu açıklamam gerektiğine inanamıyorum!Was man erklären muss, taugt nichts, Chief.
Was ich Ihnen nicht erklären muss.
Wenn ich es erklären muss, bist du vielleicht zu sehr involviert.
Bunu açıklamam gerekiyorsa olayı fazla kişiselleştirmiş olabilirsin.Noch etwas, was mir Gott erklären muss.
Tanrının açıklaması gereken diğer şey de bu.Wenn ich Ihnen das erklären muss, zahle ich Ihnen zu viel.
Bunu da açıklamam gerekiyorsa zaten sana çok fazla para ödüyorum demektir.Den Mist, den ich immer wieder erklären muss?
Her şeyi tekrar açıklamam gerektiğinden.Ich finde nicht, dass jemand was erklären muss, außer, warum ich mich nicht waschen darf.
Benim neden temizlenmeme izin verilmediği dışında kimsenin bir şeyi açıklamasına gerek yok.Schon sonderbar, dass man das erklären muss….
Bunu açıklamak zorunda olmak bile tuhaf….Dass es Deutschland den Krieg erklären muss. Die jüdischen Bankiers dort sollten Amerika klarmachen.
Amerikalıları, Almanyaya savaş ilan etmeye ikna Den ich immer wieder erklären muss?
Tekrar, tekrar açıklamak zorunda kalacağım her şey?Wenn ich Ihnen das erklären muss, stellt das die Authentizität Ihres ristorante infrage.
Söyleyeyim de, bunu size açıklamak zorunda olmak, restoranınızın… güvenilirliğini sorgulamaya sebep oluyor.Es gibt da einiges, was ich dir erklären muss.
Ayrıca sana açıklamam gereken bir şey var.Weil ich dann nicht erklären muss, wo ich es herhab.
Çünkü nasıl aldığımı açıklamak zorunda değilim.Dass ich dir den Unterschied nicht erklären muss.
Aradaki farkı açıklamama gerek yok sanırsam.In der ich den Weißen alles Afroamerikanische erklären muss, Wir sind seit der Olympiade befreundet, aber hier bringst du mich in eine Position,- Ja.
Ama bu konuda, beni bu beyazlara afro-Amerikan hakkında… her şeyi açıklamak zorunda kalacak bir pozisyona sokuyorsun.Wenn man Dir immer alles erklären muss.
Sürekli bir şeyleri açıklama gereği duyuyorsanız….Noch etwas, was mir Gott erklären muss. Wir werden ihn nie finden, mit dem Cowboy, der uns verfolgt. Wie sollen wir ihn aufhalten?
Tanrının açıklama yapması gereken bir şey daha çıktı ama bu kovboy kıçımızdayken Onu asla bulamayacağız ve onu nasıl durduracağımı bilmiyorum?Neeee… nicht wenn ich ihn 5 mal erklären muss.".
Hayır, en az beş kez açıklamak zorunda kalırım.”.Aber Ihnen muss klar sein, dass ich zwei tote Cops erklären muss, und Sie können nicht zulassen, dass Sie wegen Ihrer Gefühle schlechte Entscheidungen treffen.
Ama iki ölü polisimiz olduğunun farkına varmanı açıklamam gerekiyor… ve duygularının kötü yargıya varmasına izin vermeye devam edemezsin.Ist echt traurig, dass man sowas hier erklären muss.
Çok üzücü böyle şeyleri açıklamak zorunda bırakılmak.Dass ausgerechnet ich dir das erklären muss, also wirklich!
Bunu sizlere açıklamam gerekiyor mu ki?Ich möchte nicht der Typ sein, der das dem Präsidenten erklären muss.
Bunu Başkana açıklamak zorunda olan adam olmaktan nefret ederdim.Aber ich weiß, dass jemand erklären muss, was passiert ist.
Açıklaması gerektiği. Tek bildiğim, birinin neler olduğunu.Lim Dong-gyu ist… -Ja. Ich sehe nicht ein, warum ich Ihnen das erklären muss.
Lim Dong-gyu… Bunu açıklamak zorunda olmam çok saçma. -Evet?Und das Letzte was ich brauche ist, dass ich meinem Mann erklären muss, warum das passiert ist.
Kocama bunun neden olduğunu açıklamak zorunda kalmamayım bir de.Er hat Vertrauen zu sich selbst, zu Dingen, die er nicht mehr erklären muss.
Kendine güveni gelmiş. Açıklamak zorunda olmadığı şeyler yaşamış.Ich weiß, wenn ein Schreiber seinen Text erklären muss, ist er misslungen.
Bir yazar romanını resimlerle açıklamak zorunda kalırsa, yazar olarak başarısız olmuş demektir.Sagen Sie nicht, dass ich Ihnen das Konzept einer Metapher erklären muss.
Bu bir mecaz. Lütfen bana size mecazın ne Ich habe nicht gedacht, dass ich dir das erklären muss, Jefferson.
Sana bu tarz şeyleri açıklamama gerek olduğunu sanmıyordum Jefferson.
