FUNDAMENTAL ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• temel
• önemlidir
• esastır
• fundamental
• temelden
• temeli
• temelde

Fundamental Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Es ist ganz simpel und fundamental.
Çok basit ve temel.

Hallo, Fundamental Industries.
Merhaba, Fundamental Endüstri.

Ihre Einschätzung von Nagis Verhalten ist fundamental.
Naginin davranışları hakkında bilgilerin çok önemli.

Fundamental Orientierte gekennzeichnet.
Belirleyici olan temel yöndür.

Dieser Glaube ist fundamental in jeder Religion.
Bu inanç, bütün dinlerin temelinde yatar.

Fundamental die aus statistischen Daten.
İstatistiksel verilerden temel Oluşan.

Dieser Glaube ist fundamental in quasi jeder Religion.
Bu inanç, bütün dinlerin temelinde yatar.

Ein Verständnis und Annehmen dieser Energie ist fundamental.
Bu enerjiyi anlamak ve kabul etmek temeli oluşturur.

Und das ist fundamental in jedem revolutionären.
Bu çok önemlidir ve her devrimci.

Die erste verrückte Idee besagt, dass das Bewusstsein fundamental ist.
İlk çılgın fikir bilincin temel birşey olduğuyla ilgili.

Ist so fundamental wie Nahrung, Wasser, Luft. Energie.
Enerji, gıda kadar su, hava kadar önemlidir.

Hotels in der Nähe von Fundamental Anatomic Museum.
Fundamental Anatomic Museum yakınındaki oteller.

Denn so fundamental wie diese gesellschaftlichen Werte.
Bu özellikleri onların, sosyal değerler kadar.

Mentale Stärke ist daher absolut fundamental für den Erfolg des Handels.
Zihinsel güç bu nedenle trade başarısı için kesinlikle esastır.

Top 5 Fundamental Screeners Jeder indische Investor sollte wissen.
Her Hint Yatırımcı Bilmeli 5 Temel Elemanlar.

Die Energie, die positive Menschen auf uns übertragen ist fundamental.
Hayatımızdaki pozitif insanların bize aktardığı enerji, çok önemlidir.

Und Bileam sagte(fundamental):"Baut mir sieben Altäre.".
Bekir Sadak: Ustunuze yedi kat saglam gok bina ettik;

Fundamental Informatik und Informationstechnik(Spezialität): wen zu arbeiten?
Temel bilişim ve bilgi teknolojileri( uzmanlık): kiminle çalışmak?

Webpräsenzen sind im Internetzeitalter fundamental, für jegliches Geschäftsfeld.
İnternet siteleri, internet çağında, her iş alanı için esastır.

Das ist fundamental, oder? Ja, möglicherweise.
Bunun çok önemli olduğunu söyleyebilirim, değil mi? Evet, evet, muhtemelen.

Füllen wissenschaftliche Grundlagenforschung, Fundamental Research, Investigation.
Temel bilimsel araştırma, Temel Araştırma, Soruşturma tamamlayın.

Aber es ist fundamental unterschiedlich zu dem, was im Augenblick im Klassenzimmer passiert.
Ama bu şu anda sınıflarda olanlardan temel olarak farklı.

Das zeigt erneut, dass das Gehirn Vorhersagen macht und Regeln fundamental ändert.
Bu tekrar gösteriyor ki beyin tahminler yapar ve temel hükümleri değiştiriyor.

Die besten Fahrer werden fundamental immer versuchen, im besten Auto zu sitzen.
Temel olarak en iyi sürücüler her zaman en iyi araçta olmaya çalışırlar.

Die Unterschiede zwischen den Kulturen sind nicht nur real, sondern auch fundamental.
Medeniyetler arası farklılıklar sadece gerçek değil aynı zamanda temel farklılıklardır.

Wenn man die Gesellschaft fundamental verändern will, muss man sie zuerst zerstören.
Yani toplumu kökünden değiştirmek istiyorsanız önce yıkmanız gerekir.

Im selben Sinne definierte Hutchinson(1957) die Begriffe fundamental und realised niche.
Hutchinson( 1957) ise, temel ve gerçekleşen ekolojik niş kavramlarını ortaya atmıştır.

Dies zeigt, wie fundamental dieses Bedürfnis, gehalten zu werden, für uns Menschen ist.
İşte bu, insanlar için dokunulmanın ne kadar temel bir ihtiyaç olduğunun göstergesidir.

Den Neoliberalismus anzuklagen und den Kapitalismus anzuklagen sind zwei fundamental unterschiedliche Dinge.
Neoliberalizmi suçlamak ile kapitalizmi suçlamak iki farkli temel şey.

Moment, fundamental oben, das geht nicht. Das fundamental Oberste davon ist.
Bekle, temel başlıca diye bir şey olamaz ki. Bunların en temel başlıcası… şu haktır ki.