GEBUNDENES ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bağlı

Gebundenes Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Organisch gebundenes Mangan.
Organik Bağlı Mangan.

Keine Ahnung, ein altes, in Leder gebundenes.
Bilmiyorum, eski deri bir kitap.

Ein sicher gebundenes Kind macht das nicht.
Güvenli bağlanan bebekler bunu yapmazlar.

Verrücktes langes gebundenes Haar.
Çılgın Uzun Bağlı Saçlar.

Gebundenes Buch Papiereinbandes Buch Kinderbuch Pappbuch.
Ciltli kitap kapaklı kitap çocuk kitabı karton.

So schöne Lügen(gebundenes Buch).
Ha karşılığı yalanmış hesapmış kitapmış.

Gebundenes Testosteron hat im Vergleich zu freiem Testosteron keinen großen Nutzen.
Bağlı testosteron, serbest testosterona kıyasla çok yararı yoktur.

Helle Tage, helle Nächte(gebundenes Buch).
Falaka Gecelerim, İnkılap( Kitap- Yazar).

Sensor für freies und gebundenes Brom CBR 1-mA(ersetzt früheren Typ BRE 2).
Serbest ve bağlı brom CBR 1-mA için sensör( eski BRE 2 tipinin yerine geçer).

Der Maulwurf und die Sterne(gebundenes Buch).
Şehir ve Yıldızlar, İthaki( Kitap- Yazar).

Alle Jahre wieder(gebundenes Buch).
Oluşumundan sonra, her yıl kitapçık haline dönüĢ-.

Die Nachtflüsterer- Das Erwachen(gebundenes Buch).
Küstümcüklerin Uyanışı- Yazar( Potkal Kitap).

Ich hab grad ein kleines, teuer gebundenes russisches Buch gestohlen.
Bu pahalı ciltli Rusça kitabı yeni çaldım.

Was um Himmelswillen meint er damit?(gebundenes Buch).
Semâvî Kitab Nedir- Ne Demektir- Anlamı Nedir.

An einen bestimmten Termin gebundenes Geschäft.
Belirli Bir Zamana Bağlı İşleri Belirlemek İş.

Es blockiert sowohl freies als auch an Fibrin gebundenes Thrombin.
Argobatran: Serbest ve fibrine bağlı trombini bloke eder.

Die wichtigste Zutat ist Tribulus terrestris, die steroidalen Saponine enthält- Zucker gebundenes Chemikalien, die in zahlreichen Pflanzen zu finden sind.
Tribulus terrestris ana madde olduğunu, steroid saponins içerir- çok sayıda bitkilerde bulunan şeker bağlı kimyasallar.

Im Jahr 1870 bewies er, dass alle Turmalin-Varietäten chemisch gebundenes Wasser besitzen.
Yılında turmalin tüm çeşitleri kimyasal bağlı su içerdiğini kanıtladı.

Bei der Analyse der Ergebnisse werden Gesamt-PSA und gebundenes Protein berechnet.
Sonuçları analiz ederken, toplam PSA ve bağlı protein sayılır.

Im Jahr 1870 bewies er, dass alle Turmalin-Varietäten chemisch gebundenes Wasser besitzen.
De turmalinin her çeşidinin kimyasal olarak bağlı su içerdiğini kanıtladı.

Im Jahr 1870 bewies er, dass alle Turmalin-Varietäten chemisch gebundenes Wasser besitzen.
Yılında, tüm turmalin çeşitlerinin kimyasal olarak bağlı suyu içerdiğini kanıtladı.

Gebundene Spalte.
Bağlı sütun.

Gebundene Spalte zurücksetzen.
Bağlı sütunu temizle.

Gebundene Froschschenkel? Gespreizter-Adler-Strappado?
Bağlı kurbağa bacağı, kartal bağı?.

Aber sie ist an Hatsumomo gebunden.
Eğer Hatsumomoya bağlı olmasaydı size Balkabağını verirdim.

Mir sind die Hände gebunden.
Ama ellerim bağlı, seninki de.

Duck sagte, wir sind nicht aneinander gebunden.
Duck bağlı olmadığımızı söyledi.

Was soll das? Alle Paare müssen zusammen gebunden werden?
Her çift birbirlerine bağlı olmalıdır. Ne yapıyorsun?

Die ganze Kultur ist dann ein Magnet für gebundene Zellen aus ungebundenen Zellen trennen ausgesetzt.
Tüm kültür sonra ilişkisiz hücrelere bağlı hücreleri ayırmak için bir mıknatıs maruz kalmaktadır.

Gebundene Hormone sind nicht aktiv.
Bağlı hormon aktif değildir.