Gelbe sonne Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Die gelbe Sonne.
Sarı güneş.Er braucht keine gelbe Sonne.
Onun sarı bir güneşe ihtiyacı yok.Die gelbe Sonne. Sie macht meine Haut zu Stein.
Sarı güneş, derimi taşa çeviriyor.Eine halbe gelbe Sonne.
Diese gelbe Sonne hat dein Gehirn verstrahlt.
Bu sarı güneş beyin hücrelerini yakmış olmalı.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
die sonne scheint
sonne aufgeht
sonne untergeht
sonne genießen
sonne sehen
sonne brennt
geht die sonnesonne zu sehen
Daha
Und dann werden wir die gelbe Sonne rot färben.
Sonra sarı güneşi kırmızıya çevireceğiz.Die gelbe Sonne deiner neuen Heimat verleiht dir körperliche Kräfte.
Yeni evinin sarı güneşi sana büyük fiziksel güçler verecek.Geht die gelbe Sonne auf.“.
Haydi sarı bir güneş yapalım.”.Ich ziehe einen dunklen Vorhang vor diese gelbe Sonne.
Bu sarı güneşin önüne koyu bir perde çekiyorum.Täglich kommt die gelbe Sonne über den Hügel…".
Her gün bir tepeden çıkıp gelir sarı güneş.Wenn wir zum Himmel schauen, sehen wir die„gelbe“ Sonne.
Auch ohne die gelbe Sonne werde ich dich besiegen.
Sarı güneş olmasa bile seni yenmenin bir yolunu bulacağım.In der Mitte der Flagge befindet sich eine gelbe Sonne.
Kızıl fonlu bayrağın ortasında sarı bir güneş yer almaktadır.Hinter dem Löwen sind die gelbe Sonne und ihre goldene Strahlen.
Aslanın arkasında doğan sarı Güneş ve onun altın renkli ışınları görünür.Die gelbe Sonne scheint euch kryptonische Kakerlaken.
Jor-el sarı güneşin Kriptonlu hamam böceklerini etkilediği konusunda haklıymış.Du musst zurückkehren, bevor die gelbe Sonne untergegangen ist.
Sarı güneş batmadan önce döneceksin.Reign hat keine gelbe Sonne oder Fort Rozz gebraucht, um ihre Kräfte zu erhalten.
Reignin güçlerini kaybetmemesi için… bir sarı güneşe ya da Und da Sie Ihre Kräfte durch die gelbe Sonne der Erde erhalten.
Ve yetenekleriniz, dünyanın sarı güneşine maruz kaldıysa.Zor-El sagte, dass die gelbe Sonne mir ungeahnte Fähigkeiten geben würde. Von tödlichen Schwächen hat er nichts gesagt.
Zor-El, sarı güneşin bana hayallerimin ötesinde yetenekler kazandıracağını söylemişti ama kesinlikle bu tür bir zayıflıktan bahsetmemişti.Die Fahne der Republik Mazedonien stellt die gelbe Sonne in rotem Hintergrund dar.
Makedonya Cumhuriyeti bayrağı kırmızı alan üzerinde sarı güneşi temsil ediyor.Denn als mich meine Eltern in die Rakete gesetzt undmich hergeschickt haben, haben sie gesagt:"James du wirst zu einem Mann unter der gelbe Sonne aufwachsen.
Çünkü ailem beni uzaygemisine koyup buraya gönderdiğinde, bana'' James, sarı güneşin altında büyüyüp.Ihr kümmert euch um die gelbe Sonne und ich suche den Legions-Ring.
Siz sarı güneşi geri getirin ben diğerlerini ve Legion yüzüğünü hallederim.Bilder können Ihnen helfen, sich Wörterpaare wie blaues Wasser, gelbe Sonne und grünes Gras zu merken.
Görüntü, mavi su, sarı güneş ve yeşil çim gibi sözcük çiftlerini hatırlamanıza yardımcı olabilir.Die Kräfte, die wir durch die gelbe Sonne dieser Welt erlangt haben, die Überlegenheit unserer kryptonischen Kultur.
Bu gezegenin sarı güneşi bize güç veriyor. Kripton kültürümüz de daha üstün.In ein paar Minuten müsste die gelbe Sonne wieder über uns scheinen.
İşte. Bir kaç dakika içinde sarı güneşimizin tekrar yükseldiğini göreceğiz.Wenn ihr das Hochhaus abschaltet, sodass die gelbe Sonne wieder scheint, kann ich vielleicht den Ring zurückholen.
Eğer kuleyi kapatır ve sarı güneşi geri getirirseniz biliyorsunuz ki o yüzüğü almak için en iyi şansınız benim.Unsere Sonne gelbe Sterne sind.
Güneş sarı bir yıldızdır.Diese große gelbe amerikanische Sonne.
Die gelbe Scheibe stellt die Sonne dar.
Sarı daire ise güneşi temsil eder.Bei den jahreszeitlichen Unterschieden mischt sich der warme gelbe Glanz der Sonne im Winter mit scharfem Weiß.
Mevsim farklılıkları ile güneşin sarı sıcak parlaklığı, kış dönemlerinde keskin beyaz ile karışır.
