GLÜCKLICH ZU MACHEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• mutlu etmek
• mutlu kılmak
• mutlu etmeye
• mutlu etmektir
• mutlu etmeyi
• mutlu eder

Glücklich zu machen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sie glücklich zu machen.
Onu mutlu etmek için.

Ich liebte es, Lucas glücklich zu machen.
Lucas? mutlu etmeye bayılıyordum.

Sie glücklich zu machen.
O da sizi mutlu kılmak.

Ich liebte es, Lucas glücklich zu machen.
Lucası mutlu etmeye bayılıyordum.

Sie glücklich zu machen.
Birlikte olup onu mutlu etmek için.

Walt Disney Menschen glücklich zu machen.
Walt-Disney: İnsanları mutlu kılmak.

Sie glücklich zu machen, ist keine Option.
Onu mutlu etmek bir seçenek değil.

Die First Family glücklich zu machen.
İlki ailemi mutlu etmek.

Sie glücklich zu machen, ist meine Aufgabe.
Onları mutlu etmek, Benim görevim olur.

Und er wird versuchen, sie glücklich zu machen.
Ve onu mutlu etmeye çalışacak.

Sie glücklich zu machen, sei für ihn das Wichtigste.
Onu mutlu etmek onun için en önemli şeydir.

Wie schaffen Katzen es, uns glücklich zu machen?
Ağaçlar Bizi Nasıl Mutlu Eder?

Ihn glücklich zu machen macht mich glücklich.
Ve onu mutlu etmek beni mutlu ediyor.

Ich versuche, Menschen glücklich zu machen.
İnsanları mutlu etmeye çalışıyorum.

Wir lieben es, alle glücklich zu machen, das ist unser Motto.
Herkesi mutlu etmeyi seviyoruz, sloganımız bu.

Die erhabene Kunst ist die, andere glücklich zu machen.
En büyük sanat, başkalarını mutlu etmektir.

Es geht darum, mich glücklich zu machen, Tiger.
Hepsi beni mutlu etmek için, Tiger.

Aber du bist so hart zu dir selbst. Du versuchst, alle glücklich zu machen.
Herkesi mutlu etmeye çalışıyorsun ama kendine çok yükleniyorsun.

Also, das würde Sie ermutigen und Sie glücklich zu machen. v=AQNPDyiW1dc zu sehen, es durch.
Bu nedenle, bu onları teşvik etmek ve onları mutlu eder. v=AQNPDyiW1dc üzerinden bakmak.

Oder doch? Ich dachte die ganze Zeit, es geht dir darum, mich glücklich zu machen.
Ama kendin için istiyormuşsun. Bunca zamandır beni mutlu etmeyi önemsiyorsun sandım.

Ihre Aufgabe ist es, Sie glücklich zu machen.
Sizin göreviniz onu mutlu etmektir.

Ich bin immer noch dieselbe Frau, die gehofft sich danach gesehnt, dafür gebetet hat, dich glücklich zu machen.
Seni mutlu etmeyi uman, isteyen, dua eden aynı kadınım ben.

Versuch bitte nicht mehr, mich glücklich zu machen.
Beni mutlu etmeye çalışmayı kes.

Es vergeht kein Tag… an dem ich nicht versuche, ihn glücklich zu machen.
Onu mutlu etmeyi düşünmeden geçirdiğim bir tek gün yok.

Es ist nicht Ihre Aufgabe, alle glücklich zu machen.
Herkesi mutlu etmek senin görevin değil.

Ich dachte die ganze Zeit, es geht dir darum, mich glücklich zu machen.
Bu mu? Bunca zaman beni mutlu etmeyi istemeye değer verdiğini düşündüm.

Deshalb beeile ich mich, dich glücklich zu machen.
Bu yüzden seni mutlu etmek için acele ediyorum.

Ich versuche, nüchtern zu bleiben und dich glücklich zu machen.
Ayık olmaya ve seni mutlu kılmaya çalışacağım.

Ich versuche nicht mehr, alle glücklich zu machen.
Artık herkesi mutlu etmek için çabalamayacağım.

Das Ziel des Managements ist es, Sie glücklich zu machen.
Hükümet etmenin amacı onları mutlu etmektir.

"glücklich zu machen" nasıl bir cümlede kullanılır

nur um den Kunden glücklich zu machen nicht zielführend ist.

Um Gala glücklich zu machen sollte sie daher Einzelprinzessin werden.

Idealerweise soll das Konzept ermöglichen, alle glücklich zu machen …!

Menschen mit gutem Essen glücklich zu machen ist einfach schön!

Einem mann frauen gemeinsam glücklich zu machen oder eine abfuhr.

Beim kontakt frau glücklich zu machen und den ruhe lassen.

Es machte mich glücklich, sie glücklich zu machen und umgedreht.

Kühn stellt fest, dass Geld doch glücklich zu machen scheint.

Ich konnte daher die Motivation Sebastian glücklich zu machen durchaus nachvollziehen.

Menschen mit meinen Klamotten glücklich zu machen ist eh das Allerbeste.