GROSSE LAST ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• büyük bir yük
• büyük bir yükü
• büyük bir sorumluluk

Große last Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Das ist eine große Last.
Bu da büyük bir yük.

Eine große Last wurde genommen.
Büyük bir yük alınmış oldu.

Aber keine große Last.
Fakat büyük bir külfet değil.

Eine große Last, aber er schultert sie.
Büyük bir sorumluluk, ama bunu üstlenir.

Wir scheinen eine große Last zu sein.
Burada olmamız büyük rahatsızlık gibi.

Eine große Last auf diesen kleinen Schultern.
O küçük omuzlarında çok büyük bir yük var.

Es fällt wieder eine große Last von mir ab.
Yine üstümden büyük bir yük kalktı.

Große Last, reagiert gut auf Teillastbereiche.
Geniş yük, kısmi yüklere iyi yanıt verir.

Als ob eine große Last von ihm fiel.
Sanki üzerinden büyük bir yük kalkmıştı.

Du bist weit gereist und trägst eine große Last.
Uzaklardan gelmişsiniz… ve büyük bir yük taşımışsınız.

Sie haben mir eine große Last genommen.
Üstümden büyük bir yük kalktı sayenizde.

Vor allem für die Bauern waren sie eine große Last.
Özellikle Âşâr Vergisi köylüler için büyük yük haline gelmişti.

Und er trägt eine große Last für diese Familie.
Ailenin büyük bir yükünü sırtlandı.

Fr. Lúcia, Sie haben mir eine große Last genommen.
Bayan Lúcia, omuzlarımdan büyük bir yük kaldırdınız.

Als sei eine große Last von ihm abgefallen.
Sanki onun üzerinden büyük bir yük alınmış olur.

Denn dieser hat nämlich eine große Last zu tragen.
Çünkü aslında büyük bir yük taşıyor.

Und Sie tragen die große Last auf Ihren Schultern, dieses zu verantworten.
Bu sorumluluğun en büyük yükü sizin omuzlarınızdadır.

Sie haben mir eine große Last ab.
Benim için büyük bir yükü ortadan kaldırdınız.

Kann ich diese große Last von euren müden Schultern nehmen. Und als Mitglied der neuen Generation.
Bu büyük yükü omuzlarınızdan almaya hazırım. Yeni kuşaktan biri olarak.

Amen. Sie haben mir eine große Last abgenommen. Amen.
Âmin. Âmin. Omuzlarımdan büyük bir yük kaldırdın.

Kann ich diese große Last von euren müden Schultern nehmen. Und als Mitglied der neuen Generation.
Ve yeni neslin bir üyesi olarak… bu büyük yükü yorgun omuzlarımdan kaldırabilirim.

Amen. Amen. Sie haben mir eine große Last abgenommen.
Âmin. Âmin. Omuzlarımdan büyük bir yük kaldırdın.

Als wäre eine große Last von ihm gefallen.
Sanki onun üzerinden büyük bir yük alınmış olur.

Es ist nicht leicht, dass man eine große Last trägt.
Bir insanın büyük bir yükü omuzlaması kolay degil.

Es ist, als ob eine große Last von mir fällt.
Sanki omuzlarımdan büyük bir yük kalktı.

Vermittelst einer geringen Kraft eine große Last zu bewegen.
Küçük bir kuvvetle büyük bir yükü dengeleyin.

Wir wollen eine große Last von Ihnen JOI.
Biz istiyorum için süt bir Büyük yük dışarı bu seni joi.

Somit wird den Angehörigen eine große Last abgenommen.
Bu sebeple ailelere büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Sie fühlen, dass eine große Last von Ihnen abfallen wird.
Üzerinizden büyük bir yük kalktığını hissedeceksiniz.

Wenn alles gelöst ist, wird dir eine große Last genommen.
Tüm bunlar sonuçlandığında, üzerinden büyük bir yük kalkacak.