Große zukunft Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Große Zukunft.
Und es hat eine große Zukunft.
Ve harika bir geleceği var.Große Zukunft wartete.
Büyük bir gelecek beklentisi vardı.Ist das Ihre"große Zukunft"?
Büyük gelecek bu mu?Eine große Zukunft liegt vor ihnen.
Büyük bir gelecek onları bekliyor.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
naher zukunftbessere zukunftglänzende zukunftgemeinsame zukunftneue zukunftgroße zukunftdie nahe zukunfteigene zukunftpolitische zukunftstrahlende zukunft
Daha
Und Sie haben eine große Zukunft.
Ve büyük bir geleceğin var.Eine große Zukunft….
Büyük Bir Gelecek.Ich prophezeie dir eine große Zukunft.
Büyük bir gelecek görüyorum.Du hast'ne große Zukunft vor dir.
Burada büyük bir gelecek görüyorum ben.Steinherr prophezeit ihnen eine große Zukunft.
SSAL size büyük bir gelecek vadediyor.Es gibt eine große Zukunft für Plastik.".
Plastikte büyük bir gelecek var.”.Den McItaly erwartet eine große Zukunft.
Bakın Diyarbakırın büyük bir gelecek bekliyor.Ich sehe eine große Zukunft in Ihrem Gesicht!
Yüzünde harika bir gelecek görüyorum!Der European Film Market hat eine große Zukunft.
Bence Avrupa film piyasasının büyük bir geleceği var.Wir haben eine große Zukunft vor uns.
İnan ki önümüzde harika bir gelecek var.Wir glauben, dass unabhängige Beratung eine große Zukunft hat.
Yeşil danışmanlığın büyük bir geleceği olduğunu düşünüyorum.Sie haben eine große Zukunft in der Politik.
Politikada muhteşem bir geleceğiniz var.Wir glauben daran, dass auf Russland eine große Zukunft wartet.
Bizler Rusyayı büyük bir gelecek beklediğine inanıyoruz.Twitter-CEO sieht große Zukunft für Bitcoin in Afrika.
Twitter CEOsu Bitcoin İçin Afrikada Büyük Bir Gelecek Görüyor.Mit erst 22 Jahren steht ihm eine große Zukunft bevor.
Henüz 22 yaşında, önünde büyük bir gelecek var.Ich glaube, Sie haben eine große Zukunft in dieser Stadt, Henry.
Bence bu şehirde büyük bir geleceğin var Henry.Bereits in ganz jungen Jahren prophezeiten ihm Trainer und Experten eine große Zukunft.
O zaman bile, öğretmenler ve antrenörler onun için büyük bir gelecek öngörmüştü.Musik eine große Zukunft.
Müzik büyük bir gelecek vaat ediyor.Starten Sie eine Karriere in einem kleinen gemütlichen Studio, können Sie für eine große Zukunft warten.
Küçük ve şirin stüdyoda Die Medizin hat eine große Zukunft hinter sich.
Bu ilacın büyük bir geleceği var.Walter Dill Scott glaubte zusammen mit einigen Kollegen daran, dass das Werbefeld eine große Zukunft hat.
Bazı meslektaşlarıyla birlikte, Walter Dill Scott, reklam alanının büyük bir geleceği olduğuna inanıyordu.Ich glaube an eine große Zukunft Russlands.
Rusyanın büyük geleceğine inanıyorum.Die meisten Züchter, Hundezüchter undHundeliebhaber prognostizieren einfach eine große Zukunft für Kli Kai.
Çoğu yetiştirici, köpek yetiştiricisi ve köpek sever,sadece Kli Kai için büyük bir gelecek öngörmektedir.Design hat eine große Zukunft.
Bence tasarımın harika bir geleceği var.Rußland hat eine große Zukunft".
Türkiyenin büyük bir geleceği var''.
