HARMONIEREN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• uyumlu
• ile

Harmonieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Die beiden Stimmen harmonieren.
İki sesi birleştirir.

Wir harmonieren also nicht?
Bu yüzden mi uyumlu değiliz?

Die beiden müssen harmonieren.
Bu ikisi uyum içinde olmalı.

Beide harmonieren sehr gut mit dem Hahn.
İkisi de şortla çok uyum sağlıyor.

Meine Mitspieler und ich harmonieren prima.
Oyuncularım ve ben iyi anlaşıyoruz.

Die Musiker harmonieren perfekt miteinander.
Müzisyenler birbirleriyle mükemmel bir şekilde birleştirilir.

Der Schmetterling sollte mit dem Kostüm harmonieren.
Kelebek, kostümle uyumlu olmalıdır.

Technik und Design harmonieren in Perfektion.
Teknoloji ve tasarım kusursuz uyum içinde.

Um ehrlich zu sein, wir würden nicht harmonieren.
Doğrusunu istersen, çok uyumsuz olurduk.

Diese Sternzeichen harmonieren beim Küssen am besten.
Bu burçlar öpüşürken en iyi şekilde uyum sağlar.

Merken Sie auch, ob die Musiker untereinander harmonieren?
Güven Banada Müzisyenler birbirlerine güvenecekler mi?

Wenn Wände und Vorhänge harmonieren, ist dies eine gewinnende Option.
Duvarlar ve perdeler uyum içinde ise, o zaman bu kazanan seçenek.

Ich liebe die Farben und das sie alle miteinander harmonieren.
Tüm renkleri ve onların birbiriyle uyumunu seviyorum.

Helle Türkistönen harmonieren perfekt mit warmen Tönen und dunkel- kalt;
Turkuaz Parlak tonları mükemmel sıcak tonlar ve karanlık uyum- soğuk;

Neben den Fischen sollten auch die Pflanzen gut harmonieren.
Balıklara ek olarak, bitkiler de iyi uyum sağlamalıdır.

Mit Schweinen und Hasen harmonieren die im Jahr der Ziege Geborenen ganz prächtig.
Domuz ve Tavşan yılında doğanlar ile mükemmel anlaşabilirler.

Sie möchten wissen, welche Farben miteinander harmonieren?
Hangi renklerin birbiriyle uyumlu olduğunu merak mı ediyorsunuz?

Und Olivia und ich harmonieren laut ihren Schwingungen im perfekten Einklang.
Ve Olivia ile ben, onun kendi titreşimlerine göre, uyumun zirvesindeyiz.

Trotz der Fülle an Aromen können nicht alle miteinander harmonieren.
Aromanın bolluğuna rağmen, hepsi kendi aralarında uyum sağlayamaz.

Einige Mineralien harmonieren miteinander, andere behindern sich sogar.
Bazı mineraller birbirleriyle uyumluyken, bazıları da birbirlerine engel olurlar.

Damit ist auch auf lange Sicht gewährleistet, dass Körper und Implantat harmonieren.
Uzun vadede, vücut ve implantın birbiriyle uyuşmasını da garanti eder.

Verschiedene Schmiedeprodukte harmonieren hervorragend mit der ländlichen Atmosphäre.
Farklı demirci ürünleri kırsal atmosferi ile iyi bir şekilde birleştirilmiştir.

Wenn wir bewusst wählen, was unsere Umgebung umgibt, wird es mit unserer inneren Reise harmonieren.
Bilinçli olarak çevremizi neyin süslediğini seçtiğimizde, içsel yolculuğumuzla uyum içinde olacaktır.

Clever kombiniert: Einige Mineralien harmonieren miteinander, andere behindern sich sogar.
Akıllı kombinasyon Bazı mineraller birbirleriyle uyumluyken, bazıları da birbirlerine engel olurlar.

Zudem harmonieren Arten mit ähnlichen Ansprüchen an ihre Umwelt meist auch optisch gut miteinander.
Ayrıca, çevrelerindeki benzer taleplere sahip türler genellikle birbirleriyle görsel olarak iyi uyum sağlar.

Sowohl die Temperatur der Umgebung als auch die Lichtverhältnisse sollten mit den Bedürfnissen der Pflanzen harmonieren.
Hem ortamın sıcaklığı hem de ışık koşulları, bitkilerin ihtiyaçları ile uyumlu olmalıdır.

Allison Vollautomatikgetriebe harmonieren optimal mit Erdgas-Motoren in einer Vielzahl von Anwendungen.
Allison tam otomatik şanzımanlar, birçok uygulamada doğal gazlı motorlara mükemmel bir uyum sağlamaktadır.

Jeder Mensch hat nämlich Prioritäten und diese Prioritäten sollten sich bei den Partnern ergänzen und harmonieren.
Her insanın aynı öncelikleri vardır ve bu öncelikler bir ortaklık içinde tamamlanmalı ve uyumlaştırılmalıdır.

Und es zeigt sich, dass du zu viele kalte Farben trägst wenn warme Farben mehr harmonieren mit deiner natürlichen Energie, also gab ich etwas von deinem Zeug in die Kleidersammlung.
Görünen o ki sen çok fazla soğuk renkli kıyafet giyiniyorsun fakat sıcak renkler doğal enerjinle uyumluluğu… daha çok sağlıyor, bu yüzden gömleği…'' verilecekler'' yığınına koydum.

Wir sind zwei reife Erwachsene, die gerade feststellten, in einer zarten Symphonie spiritueller Erfüllung. dass unsere Seelen perfekt harmonieren.
Güzel bir tutku ahengi ve ruhsal tatminle ruhlarımızın kusursuz… şekilde uyuştuğunu fark eden iki olgun yetişkiniz.

"harmonieren" nasıl bir cümlede kullanılır

Die eingesetzte Muster harmonieren überaus erbaulich.

Die Charaktere harmonieren ziemlich gut miteinander.

Präsentativ benutzten Farben harmonieren sehr erhebend.

Stoff und Augenfarbe harmonieren dazu noch.

Vokale und instrumentelle Passagen harmonieren perfekt.

Wasserkastanien harmonieren optimal mit zartem Gemüse.

Rhabarber und Walmeister harmonieren sehr gut.

Jene benutzten Marken harmonieren ausgesprochen ergötzlich.

Die Farben harmonieren nicht gut zusammen.

Die sehr unterschiedlichen Materialien harmonieren hervorragend.