HOCH SPRINGEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yükseğe zıplayabiliyor

Hoch springen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Er kann sehr hoch springen.
O çok yükseğe zıplayabiliyor.

Wir könnten also auf dem Mars ungefähr 3mal so hoch springen.
Yani kuramsal olarak Marsta üç katı daha yükseğe zıplayabilirsiniz.

Sahst du ihn je so hoch springen?
Böyle yüksek atlayabilir mi?

Am Anfang konnte er noch nicht fliegen, sondern nur sehr hoch springen.
İlk başta sadece güçlü vede uçamaz dı ama çok yükseğe zıplayabiliyordu.

Der Kopf kann sehr hoch springen.
Kafası çok yüksek atlayabilir.

Sie können eine Geschwindigkeit bis zu 50 km/h erreichen und bis 1,5 m hoch springen.
Saatte 70 km hızla koşabilir ve 1,5 metre yükseğe atlayabilir.

Wenn Ihr Enzym Sie so hoch springen lässt.
Eğer enziminiz o kadar yükseğe sıçramanızı sağlamıyorsa.

Und Stahl mit den Händen verbiegen? Kannst du super schnell laufen, ganz hoch springen.
Süper hızlı koşup, çok yükseğe sıçrayıp ellerinle çeliği bükebilir misin?

Sie können tiefe Löcher graben, hoch springen, eine Flucht machen.
Derin delikler kazabilir, yüksek atlayabilir, kaçış yapabilirler.

Ein solches Zeichen ist ziemlich schwer und nicht in der Lage, sehr hoch springen.
Böyle bir karakter oldukça ağır ve çok yüksek atlama yeteneğine sahip değildir.

Wie können sie so hoch springen?".
Nasıl Bu Kadar Yukarı Zıplıyorsun?''.

Die dicke Shirley ist sehr stark, der kleine Timmy passt überall durch und Shaun kann hoch springen.
Shirley büyük nesneleri itebiliyor, Shaun çok yükseklere zıplayabiliyor, Timmy ise küçük aralıklardan geçebiliyor.

Kaninchen können sehr hoch springen.
Böylece tavşan daha yükseğe sıçrayabiliyor.

Kaninchen können ziemlich hoch springen.
Böylece tavşan daha yükseğe sıçrayabiliyor.

Du kannst am Anfang noch nicht so hoch springen.
İlk başlarda çok yükseğe zıplayamazsın.

Und sie kann echt hoch springen.
Gerçekten çok iyi yüzüyor ve çok yükseğe zıplayabiliyor.

Ich kann nicht so hoch springen.
Seni seviyoruz! Koç, o kadar yükseğe sıçrayamayacağımı biliyorsun!

Du bist der Einzige, der so hoch springen kann.
O kadar yükseğe zıplayabilecek tek kişi sensin de ondan.

Du kannst richtig schnell rennen und so hoch springen.
O yüzden çok hızlı koşup çok yükseğe sıçrayabilirsin.

Dicky, es kann nicht angehen, dass ein Kind so hoch springen kann.
Dicky, bir çocuğun o kadar yükseğe atlaması mümkün değil.

Eier auf einmal und kann bis zu 15 m hoch springen.
Bu çevik eklem bacaklı tek seferde bin yumurta bırakabilir ve 15 metre yükseğe zıplayabilir.

Jimmy hat auch diese speziellen Schuhe, die ihn wirklich hoch springen lassen.
Jimmynin de gerçekten yüksekten atlamasını sağlayan bu özel ayakkabıları var.

Wobei ja Superman anfangs auch nicht fliegen, sondern nur sehr hoch springen konnte.
Fakat Superman ilk yaratıldığında uçmuyor, sadece oldukça yükseklere zıplayabiliyordu.

Die Zombies können jetzt schneller rennen, höher springen und viel schneller angreifen.
Artık zombiler daha hızlı koşabiliyor, daha yükseğe zıplayabiliyor ve çok daha hızlı saldırabiliyor.

Essen Sie Süßigkeiten und höher springen!
Şeker yemek, ve yüksek atlama!

Und wie hoch springt ein Känguru?
Bir Kanguru Ne Kadar Yükseğe Zıplayabilir?

Im Bodybuilding wie in anderen athletischen Sportarten, wenn Sie möchten, um höher springen.
Diğer atletik sporlarda olduğu gibi, vücut olarak, yüksek atlama istiyorsanız.

Heißt es nicht schneller rennen und höher springen?
Hızlı koşup yükseğe zıplamak şeklinde olmasın?

Du kannst noch höher springen.
Daha yükseğe uçabilirsin.

Sie müssen immer höher und höher springen auf Plattformen gehen.
Sen platformlarda yüksek ve daha yüksek atlama gitmek zorunda.