KLEINES LAND ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

küçük bir ülke
kleines land
kleine nation
küçücük bir ülke
kleines land
ufak bir ülke
kleines land
küçük bir ülkedir
kleines land
kleine nation
küçük bir ülkeyiz
kleines land
kleine nation
küçük bir ülkeyi
kleines land
kleine nation

Kleines land Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ein kleines Land?
Ufak bir ülke diye mi?
Und China ist kein kleines Land.
Çin küçük bir ülke değil.
Kirata- kleines Land, verloren im Himalaya.
Kırata- küçücük bir ülke, Himalayalarda kaybetti.
Albanien ist ein kleines Land.
Arnavutluk oldukça küçük bir ülke.
Ein kleines Land versteckt zwischen Indien und China.
Çin ve Hindistan arasında küçücük bir ülke var.
Wir hätten ein kleines Land sein können.
Ufak bir ülke olabilirdik.
Aus dem Kosmos gesehen ist es ein kleines Land.
Uzaydan çok küçük bir ülke olarak görünüyor.
Das ist ein kleines Land in Asien.
Asyada bulunan küçük bir ülkedir.
Das ist schon fast wie ein kleines Land.
Nerdeyse küçük bir ülke gibi.
Ruanda ist ein kleines Land im Herz Afrikas.
Afrikanın kalbinde küçücük bir ülke Ruanda.
Bassam, um Gottes willen, wir sind ein kleines Land.
Tanrı aşkına, biz küçük bir ülkeyiz Bassam.
Wir hätten ein kleines Land sein können.
Biz küçük bir ülke olabiliriz.
Kleines Land Restaurant mit tollen frittierten Hähnchen!
Küçük bir ülke restoran ile harika bir kızarmış tavuk!
Es sei ein kleines Land.
Buranın küçük bir ülke olduğunu söylüyorlar.
Ein kleines Land, San Marino in kurzer Zeit besichtigt werden.
Küçük bir ülke olan San Marino kısa sürede gezilebilmektedir.
England ist ein kleines Land, oder?
İngiltere küçük bir ülke, değil mi?
Wenn ich mit der Sache fertig bin, dann kaufe ich Dir Dein eigenes kleines Land.
Bu işi hallettiğimde… sana ufak bir ülke bile alabilirim.
Es ist ein sehr, sehr kleines Land in Südafrika.
Çok ama çok küçük bir ülke Güney Afrikada.
Surinam ist ein kleines Land mit so viel zu bieten im Tourismus.
Surinam, turizm sunacak çok ile küçük bir ülkedir.
England ist doch mal ein kleines Land, oder?
İngiltere küçük bir ülke, değil mi?
Noch ist Kuba ein kleines Land. Sagen Sie Ihren Lesern Folgendes.
Şöyle de; Biz şu an küçük bir ülkeyiz.
Sie investierten genug Geld, um ein kleines Land zu regieren.
Bu projeye küçük bir ülkeyi geçindirecek kadar para yatırdılar.
Obwohl wir ein kleines Land sind, wurden wir weltberühmt.
Küçük bir ülke olmamıza rağmen dünyaca ünlü olmuştuk.
Und wenn ich mit allem fertig bin, dann werde ich dir ein kleines Land kaufen.
Bu işi bitirdiğimde sana ufak bir ülke bile alabilirim.
Kuwait ist ein kleines Land mit enormem Reichtum.
Kuveyt, muazzam zenginliğe sahip küçük bir ülkedir.
Wie kann sich so ein kleines Land behaupten?
Nasıl olur da küçücük bir ülke bu şekilde anılabilir?
Es ist ein kleines Land und besteht aus einem einzigen Dorf.
Küçücük bir ülke, sadece bir şehirden oluşuyor.
Manchmal ist es besser, ein kleines Land wie San Marino zu sein.
Üstelik San Marino gibi oldukça küçük bir ülkeyi temsil ediyor.
Wir sind ein kleines Land, aber wir sind ein stolzes Volk.
Biz küçük bir ülkeyiz ama gururlu bir ülkeyiz,.
Russland ist kein kleines Land, es ist eine Großmacht.
Rusya küçük bir ülke değil, büyük bir güç.
Sonuçlar: 112, Zaman: 0.03

"kleines land" nasıl bir cümlede kullanılır

Gibraltar ist ein kleines Land südlich von Spanien.
Ein kleines Land - musikalisch aber ganz groß.
Ein kleines Land träumt von der Europameisterschaft 2020.
Schweden ist ein vergleichsweise kleines Land in Skandinavien.
Luxemburg ist ein kleines Land mit großen Gehältern.
Georgien ist ein kleines Land am Schwarzen Meer.
Auch, wenn Estland nur ein kleines Land ist.
Ein kleines Land am Mittelmeer im Nahen Osten.
Zugleich ist unser kleines Land aber äußerst vielfältig.
Ist halt ein kleines Land mit wenigen Sammlern.

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce