Kleines leben Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Es ist ein kleines Leben.
Küçük bir hayatım var.Ein kleines Leben in deinen Armen.
Kollarında minik bir canlı olacak.Ey stranges kleines Leben.
Hey tuhaf, küçük hayat.Ein kleines Leben zählt nicht viel!
Küçük hayatlarımız sayılmıyor bile!Ein einfaches, kleines Leben.
Basit, küçük bir hayat.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
neues lebenein neues lebenganzes lebennormales lebenbesseres lebendiesseitige lebenlanges lebenglückliches lebenewiges lebengesundes leben
Daha
Fiillerle kullanım
Daha
Ihr kleines Leben damit zu rechtfertigen.
O küçücük hayatını bununla haklı çıkarmak.Jeder Tag ist ein kleines Leben.”.
Her gün küçük bir hayattır.''.Ihr enges kleines Leben, in dem nichts passiert.
Hiçbir şeyin olup bitmediği küçük hayatını.Bei Ihnen wächst ein kleines Leben heran.
İçinizde minicik bir yaşam büyüyor.War nur'n kleines Leben, das gerettet werden musste.
Kurtarılması gereken küçük bir hayattı.Die Leute leben ihr eigenes kleines Leben.
Kendi küçük hayatlarını yaşıyorlar.Ich habe ein kleines Leben geführt.
Küçük bir hayat yasadïm.Wie Träume sind, und unser kleines Leben.
Rüyalar üzerinde yapılır ve bizim küçük hayat gibi.Unser kleines Leben wird umrundet von Schlaf.”.
Ve küçücük ömrümüz yine bir uykuyla noktalanır.”.Jeder Tag ist ein kleines Leben für sich.“.
Her gün küçük bir hayattır.''.Wie Träume gemacht werden und unser kleines Leben.
Rüyalar üzerinde yapılır ve bizim küçük hayat gibi.Und unser kleines Leben umfängt ein großer Schlaf.“.
Ve küçücük ömrümüz yine bir uykuyla noktalanır.”.Oder Christas Zukunft? Dein eigenes, kleines Leben.
Senin küçük hayatın mı… Ya da Christanın geleceği mi?Ab heute wird sich euer kleines Leben ändern, wie ihr es nie geträumt hättet.
Bugünden itibaran o küçük yaşamlarınız hayal… edebileceğinizden daha fazladeğişecek.Deshalb wolltest du auf Baird, Du hattest ein kleines Leben.
Küçük bir hayatın vardı, bu yüzden Bairde gitmeyi seçtin.Und dann haben wir wieder unser ruhiges, sicheres und friedliches kleines Leben. Es wird bald vorbei sein.
Yakında sona erecek… ve kendi sessiz, güvenli… ve huzurlu küçük hayatımıza döneceğiz.Die Filmographie von Mikhail Meskhi ist nicht beeindruckend. die Anzahl der aufgenommenen Bilder,aber jedes von ihnen ist ein kleines Leben.
Mikhail Meskhinin filmografisi etkileyici değilçekilen fotoğrafların sayısı,ancak her birinin küçük bir yaşamdır.Also ja, dass Stefan zurückkommt, könnte vielleicht mein perfektes kleines Leben ruinieren.
Bu yüzden, evet. Stefan benim harika küçük hayatımı berbat olabilir geri geliyor.Du willst also schön weiter an deinen Schwachsinn glauben? Ich schaff dich nach Hause. Zurück in dein perfektes kleines Leben.
Saçmalıklarına inanmaya devam et, seni evine kavuşturalım, mükemmel küçük hayatının başladığı yere dönersin ve senin'' motive edici afişine.Kleine Leben Hacks, die Sie heute verwenden können.
Bugün kullanabileceğin 15 küçük hayat hack.Das ist was? Das schreckliche Albtraumende deines erbärmlichen kleinen Lebens.
Zavallı, küçük hayatının korkunç kabus sonu. Bu ne?Wir haben keine Zeit uns über Menschen Gedanken zu machen und ihre dummen kleinen Leben.
İnsanlara ve onların aptal küçük hayatlarına değer verecek vaktimiz yok.Was sollen sie auch mit ihren zerbrechlichen, kleinen Leben?
O kırılgan, küçük hayatlarında ne yapıyorlardı ki zaten?Abtreibung geht hauptsächlich unter das Messer, um das kleine Leben, das in Ihnen wächst, zu zerstören.
Kürtaj, içinde büyüyen küçük hayatı mahvetmek için bıçak altına gidiyor.Die Worte halten Sie in Ihrem begrenzten kleinen Leben gefangen.
Sözcükler sizi kilitli küçük yaşamlarınıza hapsetti.
