KRABBELN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
emekleme
sürünebilir

Krabbeln Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Es gibt Babys die gar nicht krabbeln!
Ancak bazı bebekler var ki hiç susmaz!
Haarige Tiere krabbeln über mein Gesicht, wenn ich schlafe.
Uyurken, iri ve kürklü hayvanlar yüzümde sürünüyorlar.
Lass ihn nur nicht ohne mich krabbeln.
Ama ben olmadan emeklemesine izin verme.
Deswegen krabbeln die Toaster auch über unser Fluchtgefährt!
Bu yüzden buradan gideceğimiz geminin etrafında tost makineleri cirit atıyor!
Baby warum magst du nicht krabbeln?
Hay yavrum sen neden beğenmezsin çobanlığı?
Ich finde, du solltest ins Bett krabbeln, das nehmen und dein Rohr verlegen.
Bence yatağa çıkmalı… tamam, bunu almalı ve bir pipoya koymalısın.
Wollen wir unter die Decke krabbeln?
Yorganın altına girmek ister misin?
Dein Baby kann jetzt sitzen, krabbeln und vielleicht sogar schon gehen.
Bebeğiniz artık tek başına oturabiliyor ve hatta belki tutunarak yürüyebiliyor.
Nun, die meisten Babys müssen zuerst krabbeln.
Şey, çoğu bebek önce sürünmek zorundadır.
Zu dieser Zeit wird das Baby lachen, krabbeln und versuchen, auch etwas zu reden.
Bu zamana kadar bebek gülecek, sürünecek ve biraz da konuşmaya çalışacak.
Oder aufzustehen versuchen und krabbeln.
Veya ayağa kalkmaya çalışması, ya da emeklemesi.
Krabbeln, klettern, greifen, werfen- Kleinkinder wollen alles ausprobieren.
Emeklemek, tırmanmak, yakalamak, fırlatmak… Küçük çocuklar her şeyi denemek ister.
Aber die Spinne könnte über das Papier krabbeln.
Ama sanırım örümcek kağıdın üzerinde sürünebilir.
Manche Babys krabbeln nie und trotzdem gelingt es ihnen, sich fortzubewegen.
Bazı bebekler hiçbir zaman emeklemez ama yine de bir şekilde hareket etmeyi becerirler.
Manche werden zwischendurch wach und krabbeln herum.
Bazılarında ise uyanık ve pıtırdıyor etrafımda.
Krabbeln zurück ins Dunkel, verkriechen sich und überleben. Und die Kakerlaken, die das wissen.
Ve bunu bilen hamamböcekleri,… karanlığa geri sürünür, gizlenir ve üstesinden gelirler.
Nicht jedes Baby kann schon mit acht Monaten krabbeln.
Yani her bebek 8. aydan sonra emeklemeye başlamaz.
Du wirst bis heute Abend in saubere Laken krabbeln und in einem makellosen Raum mit dir nicken.
Temiz çarşaflara sürünerek ve lekesiz bir odada bu gece başını sallayacaksın.
Sie können auch Verzögerungen beim Sitzen oder Krabbeln haben.
Ayrıca oturma veya sürünmede gecikmeler olabilir.
Sie sollten krabbeln, rollen und sitzen können, bevor sie mit 9 Monaten ziehen und stehen.
Aylıkken çekmeye ve ayakta durmaya devam etmeden önce emekleme, yuvarlama ve oturabilmeleri gerekir.
Nach einem Jahr können die meisten Babys krabbeln und laufen.
Yaş grubu bebeklerin çoğu yürür ve tırmanabilir.
Nach 8 oder 9 Monaten kann das Baby ohne Unterstützung sitzen und krabbeln.
Aylık bebeğin desteksiz oturamaması ve dönememesi.
Lil, hör mal, dann haben wir eben sein erstes Krabbeln verpasst. Na und?
Lil, ilk emeklemesini kaçırmışsak ne olmuş yani?
Einige aktuelle Nachrichten: Nanobienen zerstören Tumore mit echtem Bienengift. Man kann Gene ins Gehirn senden.Ein Roboter kann durch den menschlichen Körper krabbeln.
Birkaç yakın zaman haberi: Nanoarılar gerçek arı zehiri ile tümörlere saldırıyor. Beyne genleri gönderiyorlar.Yaptıkları bir robot, insan vücudunun içinde sürünebiliyor.
Das Glas bricht, die Sahne verteilt sich im Kaffee,die Eier krabbeln- aber niemals das Gegenteil.
Cam kırılır, krema kahve içinde dağılır,yumurta karışır fakat asla tersi olmaz.
Verzögerungen bei der Erreichung motorischer Meilensteine, wie zum Beispiel das Anheben der Arme,alleines Sitzen oder Krabbeln.
Motor becerilerin kilometre taşlarına ulaşmada gecikmeler, kolların yukarı itilmesi,tek başına oturmak veya emekleme gibi.
Es werden einige Monate vergehen, und wir sehen eine lange, kontinuierliche Entwicklung der Evolution von den ersten Strampelbewegungen zum Sich-Umdrehen,Aufsetzen, Krabbeln, Stehen, Gehen, Sehen, bevor wir den magischen Punkt erreichen, an dem wir durch die Welt spazieren.
Ve bir kaç ay öncesinden itibaren, dünyada dönüşebileceğimiz o büyülü noktaya varmadan önce, ilk kıpırdanmalardan yuvarlanmaya,oturmaya, emeklemeye, ayakta durmaya, yürümeye kadar evrimin istikrarlı gelişimini görürüz.
Desweiteren kann sie wie Spider-Man an Wänden krabbeln.
Spider-Man tıpkı bir örümcek gibi duvarlara tırmanabilir.
Es ist auch wichtig für komplexere Bewegungen wie Krabbeln und Gehen.
Tarama ve yürümek gibi daha karmaşık hareketler için de önemlidir.
Ein Roboter kann durch den menschlichen Körper krabbeln.
Yaptıkları bir robot, insan vücudunun içinde sürünebiliyor.
Sonuçlar: 37, Zaman: 0.3964

"krabbeln" nasıl bir cümlede kullanılır

Komm Liebling, wir krabbeln auf die Rücksitzbank!
Welcher promi in unserer software krabbeln im.
Software krabbeln im tourismus half die ausblicke.
Ein leises Krabbeln wurde intensiver und lauter.
Krabbeln hat ihm einfach mehr Spass gemacht.
Krabbeln im laufe der bronx das besser.
aber krabbeln kann sie auch noch net.
Alleine krabbeln lassen wäre mir zu unsicher.
Beiden gewinner der software krabbeln im internet.
Beide Hosen krabbeln und das geht garnicht.
S

Krabbeln eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce