LÄNGERE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• uzun
• uzamış
• daha
• daha uzun süre
• uzunca

Längere Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Papo! Auf längere Sommer.
Papo! Uzun yazlara.

Längere Blutung(mehr als zwei Tage);
Uzamış kanama( 2 haftadan fazla).

Das ist eine längere Geschichte.
Orası uzun hikaye.

Auf längere Sommer. Auf längere Sommer!
Uzun yazlara. Uzun yazlara!

Du sagtest, du magst die längere Version?
Uzun versiyonu beğendim'' dedin?

Noch längere Geschichte.
Daha da uzun hikaye.

Wie gesagt, ich brauche längere Streichhölzer.
Sana söyledim, uzun kibritler lazım.

Auf längere Zeit gesehen|.
Uzunca süredir görüyorum.

Hektor Martin?- Noch längere Geschichte?
Orası daha uzun hikâye. Hektor Martin?

Eine längere Speicherung ist möglich.
Daha uzun süre depolama mümkün olabilir.

Lange blonde Haare, noch längere Beine.
Uzun sarı saçlar, daha uzun bacaklar.

Er hat sie längere Zeit beobachtet.
Onu uzun zamandır izliyordu.

Längere Zeit mit ihrem Kind zu Hause bleiben.
Çocuğunuzla evde daha fazla vakit geçirin.

Ideal für längere Arbeitsstunden.
Uzun çalışma saatleri için ideal.

Wir nehmen gerne unsere Familien auf längere Rennen mit.
Uzun yarışlara ailemizle çıkıyoruz.

Das ist eine längere Geschichte, mein Freund!
Uzun Hikaye Be Arkadaş!''!

Und sobald ich nach Hause komme, spiele ich längere Zeit mit ihm.
Sonra eve gelip onunla biraz daha oynarım.

Wenn Dinosaurier längere Arme als Beine hätten!
Ya dinozorların kolları uzun olsaydı?

Auf einer ebenen Straße. Und ich nahm die längere Route.
Ama ben daha uzun rotayı seçip rahat bir yoldan gittim.

Manche mögen längere, manche kürzere.
Bazıları uzun, bazıları kısa sever.

Und längere Zeit würde ich gerne mal in Japan verbringen.
Japonyada da daha çok zaman geçirebilmeyi istiyorum.

Immer die Zeit für eine Längere Reise jedes Jahr.
Her yeni yıl daha fazla seyahat etmek için bir fırsat.

Für längere Studienaufenthalte ist ein Studentenvisum erforderlich.
Daha uzun süre eğitim için öğrenci vizesi gerekmektedir.

Unter normalen Umständen hättest du eine längere Trauerphase.
Normal şartlar altında daha uzun süre yas tutardın.

Stehend für längere Zeit, vor allem auf harten Bodenbelag.
Uzunca zaman oturmak, özellikle sert yüzeylerde oturmak.

Selten können diese Beschwerden über längere Zeit anhalten.
Nadir de olsa bu şikayetler uzun dönemde de devam edebiliyor.

Längere Arbeitszeit bedeutet nicht mehr Produktivität.
Daha uzun süre çalışmak, daha fazla üreticilik anlamına gelmez.

Wir genossen aber auch längere Reisen in ferne Destinationen.
Ayrıca daha uzak destinasyonlara seyahat etmeye başladık.

Jemand Ihrer Größe, Ihres Gewichts, lag längere Zeit darauf.
Sizin boyunuzdaki ve kilonuzdaki biri uzun zamandır burada yatıyormuş.

Längere oder wiederkehrende Kopfschmerzen bei Kindern treten häufig auf.
Çocuklarda uzamış veya tekrarlayan baş ağrısı sıklıkla görülür.