MICH HÖREN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• beni duyabiliyor musun
• beni duyduğunu
• beni dinlemek
• beni duyabiliyor musunuz
• duyayım

Mich hören Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Du kannst mich hören.
Beni duyduğunu biliyorum.

Wenn Sie mich hören, müssen sie meine Worte interpretieren.
Beni dinlemek isterseniz, sözlerime güvenmek zorundasınız.

Keiner will mich hören.
Kimse beni dinlemek istemiyor.

Kannst du mich hören, du dreckige verfickte Fotze?
Beni duyabiliyor musun, seni iğrenç amcık?

Slade? Könnt ihr mich hören?
Slade. Beni duyabiliyor musunuz?

Könnt ihr mich hören? Mario. Luigi!
Beni duyabiliyor musunuz? Luigi? Mario?

Al! June! Könnt ihr mich hören?
Al, beni duyabiliyor musun?! June!

Könnt ihr mich hören? Joshua? Carly?
Beni duyabiliyor musun? Carly? Joshua?

Zeigen Sie, dass Sie mich hören.
Beni duyduğunu gösteren bir tepki ver.

Können Sie mich hören? Admiral Kirk!
Amiral Kirk! Beni duyabiliyor musunuz?

Oh, Gott.- Joyce, können Sie mich hören?
Joyce, beni duyabiliyor musun? Tanrım?

Können Sie mich hören? Burger!
Burger! Beni duyabiliyor musunuz?

Professor! Harry. Können Sie mich hören?
Profesör, beni duyabiliyor musunuz? Harry?

Können Sie mich hören? Hallo?
Alo, beni duyabiliyor musunuz?

Ich wünschte, jemand wollte mich hören.
Keşke birisi beni dinlemek isteseydi.

Können Sie mich hören, Tom? Tom?
Tom? Beni duyabiliyor musun Tom?

Sag:"Gut gemacht. Lass es mich hören.
İyi işti'' dediğini duyayım. Söylediğini duyayım.

Können Sie mich hören? Josh!… Josh!
Josh, beni duyabiliyor musun? Josh?

Laurie. Woher weiß ich, dass sie mich hören kann?
Beni duyduğunu nereden anlayacağım? Laurie?

Können Sie mich hören, Morpheus? Sie kommen.
Morpheus? Beni duyabiliyor musun.

Jerry? Jerry, können Sie mich hören? Jerry?
Jerry. Jerry. Beni duyabiliyor musun, Jerry?

Kannst du mich hören? Linda, wo bist du?
Linda, neredesin? beni duyabiliyor musun?

Raven, bitte sag, dass du mich hören kannst.
Raven, lütfen beni duyduğunu söyle.

Können Sie mich hören, Morpheus? Sie kommen?
Geliyorlar. Beni duyabiliyor musun, Morpheus?

Ich bin am Pier 16. Können Sie mich hören, Smits?
Iskeledeyim. Beni duyabiliyor musun, Smits?

Ich weiß, dass du mich hören kannst. Hier ist John McClane!
Ben John McClane, beni duyduğunu biliyorum. Fredie!

Laurie. Woher weiß ich, dass sie mich hören kann?
Laurie. Beni duyduğunu nereden anlayacağım?

Raven, sag mir bitte, dass du mich hören kannst. Etwas ist schief gelaufen.
Raven, lütfen beni duyduğunu söyle, bir şeyler yanlış gitti.

Daddy? Daddy, bitte sag mir, dass du mich hören kannst?
Baba, lütfen beni duyduğunu söyle. Baba?

Können Sie mich hören? Danke?
Teşekkürler. Beni duyabiliyor musunuz?