Milizen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Krieg der Milizen.
Milizen außer Kontrolle.
Milis devre dışı.Widerstände der Milizen.
Milis direnişleri.Milizen zu entwaffnen.
Schiitische Milizen sind involviert.
Überall laufen bewaffnete Milizen herum!
Dışarıda silahlı militanlar dolaşıyor!Ray, Milizen stellen Straßensperren auf.
Ray, milisler yolları kapatıyorlar.Libyen bekommt seine Milizen nicht in den Griff.
Libyada milisler kontrol altına alınamıyor.Die Milizen versteckten sich bei den Zivilisten.
Milisler sivillerin arasında saklanıyordu.Das Problem ist, dass die Milizen über dem Gesetz stehen.
Gerçekte bu milisler kanunların da üstünde.Milizen und Kasinobesitzer Sie wiederum.
Diğer taraftan sen… Milisler ve kumarhane sahipleri rakiplerini öldürüyor.Libyens Zentralregierung bekommt die Milizen nicht in den Griff.
Libyada milisler kontrol altına alınamıyor.Somalische Milizen drohen Kenia mit Vergeltung.
Somalili Militanlar, Kenyayı Tehdit Etti.Für Aktionskomitees und bewaffnete Milizen der Arbeiter und Bauern!
Silahlı milisler için işçi ve çiftçilerin eylem planı!Zur verteidigung bildeten die regierungsanhänger milizen.
Milis kuvvetleri oluşturdu. Hükümet yandaşları kendilerini savunmak için.Die sogenannten"Harvard Milizen" sind so was wie eine Großstadtlegende.
Sözde Harvard militanları, Gerçek Efsaneler gibidir.Milizen in Penamstan leisteten Widerstand gegen die vermeintliche Invasion.
In einer Umwelt des starken Pferdes sind Milizen attraktiver als Wahlen.
Bir güçlü at ortamında, militanlar seçimlerden daha çok ilgi çekmektedir.Vier, drei… Die Milizen allein könnten Tanque nie erobern.
Militanlar tek başlarına Tanque bölgesini ele geçiremeyecekti. 4, 3.Klar wollte ich nicht hören, was Fraga über die Milizen zu sagen hatte.
Tabii ki Fraganın milis kuvvetleriyle ilgili… söylediklerini duymak istememiştim.Irak: Milizen zerstören Dörfer und vertreiben Tausende.
Irak: Milis Saldırıları Köyleri Yakıp Yıkıyor, Binlerce Kişiyi Yerinden Ediyor.Die syrische Armee und ihre unterstützenden Milizen sind erst in diesem Moment in die Stadt gekommen.
Suriye ordusu ve destekleyen milisleri bugüne kadar şehre girmedi.Milizen übernahmen, kontrollieren die Nahrungsmittelversorgung und hamstern Waffen.
Milisler kontrolü ele geçirdi… yiyecek stoğunu ve silahları kontrol ettiler.Das sagt er, während die Milizen der Hisbollah Tag und Nacht in Syrien kämpfen!
Bu açıklamayı yaparken, Hizbullah milisleri Suriyede gece gündüz savaşıyordu!Im Gegensatz zu den Vereinbarungen des Minsker Abkommens bewaffnet Russland weiterhin die Milizen im Donbass.
Minsk anlaşmalarının aksine, Rusya Donbasstaki militanları silahlandırmaya devam ediyor.Einige der Milizen hatten Kontakte zu Al Kaida, andere waren unabhängig.
Bu milislerin bazılarının El Kaide ile bağlantısı vardı, diğerleri bağımsızdı.Viele unabhängige Historiker schätzen, dass die OUN- Milizen bis Ende 1941.
OUN milisleri 1941 sonlarına kadar… Alman işgalindeki Ukrayna arazisinde… 150. Çok sayıda bağımsız tarihçilerin tahminine göre.Wir alle wissen, dass kurdische Milizen keine Chance haben, die türkische Armee zu besiegen.
Hepimiz biliyoruz ki Kürt milislerin Türk ordusunu yenme şansı yok.Die Milizen zu besiegen war eine Sache… die Streitkräfte von General M. Bison ist eine ganz andere.
Ayaktakımı milisleri yenmek birşeydir, General Bisonun kuvvetlerini yenmek oldukça farklı şeydir.Maliki hatte zwar angekündigt, diese Milizen aufzulösen, dies ist aber nicht geschehen.
Başbakan Maliki bu milislerin dağıtılacağını söyledi ama bu şimdiye dek başarılmış değil.
