MITZUMACHEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• katılmaya
• etti
• bir parçası olmanı
• katılmayı
• katılmak
• katılma
• yapmaya

Mitzumachen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Bist du bereit, mitzumachen?
Katılmaya hazır mısın?

Es ist kostenlos, mitzumachen, und Sie können Punkte für die Beantwortung von Umfragen sammeln.
Katılmak ücretsizdir ve anketleri yanıtlamak için puan kazanabilirsiniz.

Bei diesem Kampf mitzumachen.
Bu mücadelede katılmak.

Niklas: Bei so einem Projekt mitzumachen, heißt nicht, dass man einfach nur mal keine Schule hat.
Niklas: Böyle bir projeye katılmak, sadece okulun olmadığı anlamına gelmez.

Es wäre schön, auch mitzumachen.
Onlara katılmak güzel olur.

Bei Denkspielen mitzumachen hilft meiner Entwicklung.
Yaratıcı oyunlara katılmak gelişmeme yardımcı oluyor.

Du solltest lernen, mitzumachen.
Derse katılmayı öğrenmelisin.

Es ist kostenlos, mitzumachen, und sie erhalten zugang zu einer halben million russischer bekanntschaften.
Katılmak tamamen ücretsizdir ve yarım milyon Rus personeline giriş elde edersiniz.

Du denkst daran, mitzumachen, oder?
Katılmayı düşünüyorsun, değil mi?

Er hat sich geweigert, beim Orientierungslauf mitzumachen.
Yön bulma yarışına katılmayı reddetti.

Weil Ms. Sharpe, die nie gedrängt wurde, mitzumachen… sich zum Objekt degradiert fühlt.
Çünkü buna katılmak zorunda olmayan Bayan Sharpe yine de kendini obje gibi hissediyor.

Wir überzeugen die Telefonistinnen, mitzumachen.
Operatörleri toplar, bize katılmaya ikna ederiz.

Versuchen wir, bei der Forschermesse mitzumachen, anstatt wie die Hinterwäldler herumzusitzen.
Dağ köylüleri gibi burada boş boş oturmak yerine… bilim yarışmasına katılmaya çalışıyor olmalıydık.

Seid Ihr bereit, bei diesem Kampf mitzumachen?
Bu savaşa katılmaya hazır mısın?

Meint Ihr, wir können ihn überreden, beim Monster-Club mitzumachen?
Sence bizim Canavar Kulübüne katılmaya ikna edebilir miyiz?

Und als ich dann 15 war… entschied ich, mitzumachen. Das ist furchtbar.
Bu yüzden 15 yaşındayken ona katılmaya… karar verdim… ve katıldım. Berbatmış.

Anna hat mich überredet, bei der Schülerzeitschrift The Plank mitzumachen.
Anna okulun edebiyat dergisi Planke katılmaya beni ikna etti.

Ja. Und ich überlege mitzumachen.
Evet ve ben katılmayı düşünmüyorum.

Lernen Sie die Schritte und haben Sie Spaß, wenn Sie das nächste Mal die Chance haben, mitzumachen.
Adımları öğrenin ve bir dahaki sefere katılma şansınız olduğunda biraz eğlenin.

Viele haben noch Angst, mitzumachen.
Çoğu mıntıka hâlâ katılmaya korkuyor.

Um dem Mann zu helfen, den sie liebt, hat sich Veronica entschieden noch einmal bei der Show mitzumachen.
Veronica, sevdiği adama yardım etmek için son bir kez gösteriyi yapmaya karar verdi.

Ghislaine ermutigte mich, mitzumachen.
Ghislaine beni katılmaya teşvik etti.

Zweimal jährlich gibt Euromillions Spielern die Möglichkeit, bei den Euromillions Superziehungen mitzumachen.
Euromillions yılda iki defa oyunculara Euromillions Super Drawa katılma hakkı vermektedir.

Wie bringen wir sie dazu, mitzumachen?
Onları nasıl bize katılmaya ikna ederiz?

John Mayer bat mich persönlich, durch seinen Assistenten, bei seiner neuen CD als Backgroundsänger mitzumachen.
John Mayer bana direkt olarak, asistanı vasıtasıyla yeni CDsinde arka vokallik teklif etti.

Hat jemand vor, dieses Jahr mitzumachen?
Ya da bu sene katılmayı planlayan var mı?

Italeri lädt euch ein, bei ihrem Wettbewerb über die Italeri„World of Tanks”-Modellbaukästen mitzumachen!
Italeri hepinizi beğenilen Italeri“ World of Tanks” modelleri serisine adanmış bir yarışmaya katılmaya davet ediyor!

Ich habe dich nie gebeten mitzumachen.
Senden hiçbir zaman bunun bir parçası olmanı istemedim.

Ich bemühe mich immer, offen zu sein und fremde Kulturen nicht an meiner zu messen. Aber diese Zeremonie mitzumachen.
Her zaman yeni fikirlere açık olmaya, kimsenin kültürünü kendiminkiyle yargılamamaya çalıştım, ama bu törenin bir parçası olmak.

Jane, es steht dir frei, jederzeit mitzumachen.
Jane, katılmak istersen çekinme.