NUR EIN MANN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

sadece bir adam
sadece bir erkek
nur ein mann
sadece bir insan
nur ein mensch
nur ein mann
sadece bir kişi
nur eine person
nur einer
ist nur ein mann
die einzige person
lediglich eine person
bir adamım sadece
ein mann nur
yalnızca bir adam
tek bir kişi
nur eine person
einzelne person
nur einen menschen
einzige person
nur ein mann
einzigen menschen
eine einzelperson
ein einzelner
ist ein mann
ancak bir erkek
nur ein mann
tek bir erkeğim

Nur ein mann Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Nur ein Mann.
Sadece bir adam.
Es ist nur ein Mann.
Nur ein Mann beschützte uns.
Bizi sadece bir insan korudu.
Das hier ist nur ein Mann.
Bu sadece bir insan.
Nur ein Mann kann König sein.
Sadece bir adam Kral olabilir.
Er ist nur ein Mann.
Yalnızca bir adam o Turner.
Nur ein Mann kann König sein.
Sadece bir erkek Kral olabilir.
So was kann nur ein Mann fragen.
Bunu sadece bir erkek sorar.
Nur ein Mann blieb draußen.
Dışarıda kalan tek bir adam dışında.
Es hat aber nur ein Mann überlebt.
Ne yazık ki sadece bir kişi kurtuldu.
Nur ein Mann kann das aufhalten.
Buna sadece bir adam engel olabilir.
Von meinem Ekel ausgenommen blieb nur ein Mann.
Sadece bir adam iğrentimden muaftı.
Aber nur ein Mann.
Sadece bir adam gönderin.
Dreyfuss hat übernatürliche Freunde, aberer ist auch nur ein Mann.
Dreyfuss doğaüstü müttefiklere sahip,ama aslında, sadece bir insan.
Nur ein Mann und eine Frau.
Sadece bir erkek ve bir kadın.
Wieso ist hier nur ein Mann, der hackt?
Toplama işini niye yalnızca bir adam yapıyor?
Nur ein Mann liebte die Pilgerseele in dir.
Ama sadece bir erkek içindeki hacı ruhu sevdi.
Dreyfuss hat übernatürliche Verbündete,aber letztendlich ist er nur ein Mann.
Dreyfuss doğaüstü müttefiklere sahip,ama aslında, sadece bir insan.
Wenn nur ein Mann sagt: Nein, ich will nicht'.
Tek bir kişi bile, Hayır, olmaz dediği zaman.
Man hätte sicher etwas unternommen. Wäre es nur ein Mann gewesen.
Eğer tek bir adam olsaydı… eminim onun hakkında bir şeyler yapılabilirdi.
Nur ein Mann wirft $50 raus, um.
Sadece bir erkek 3 dolarlık oyuncak kazanmak için 50 dolar harcar.
Hätte man sich sicher etwas für ihn einfallen lassen. Wenn es nur ein Mann gewesen wäre.
Eğer tek bir adam olsaydı… eminim onun hakkında bir şeyler yapılabilirdi.
Nur ein Mann, ein Mikrofon und seine Dämonen.
Sadece bir adam, bir mikrofon ve kafasındaki pislikler.
In der Heilung von der Krankheit ist nicht nur ein Mann interessiert, es ist wichtig für seine Frau.
Hastalıktan iyileşirken, sadece bir erkek ilgilenen değil, karısı için önemlidir.
Ich bin nur ein Mann, der bereit ist, Maßnahmen zu ergreifen.
İçinde bulunduğu duruma göre harekete geçen bir adamım sadece.
Im Moment bin ich nur ein Mann, der versucht, seine Familie zu beschützen.
Şu anda ailesini korumaya çalışan bir adamım sadece.
Nur ein Mann liebte Reileen Kawahara und Quellcrist Falconer.
Tek bir adam var. Hem Railen Kawaharayı hem de Quellcrist Falconerı seven.
Ist seit heute zu kaufen. Nur ein Mann überlebte die Tragödie und sein Buch"Der Überlebende.
Ben Kurtuldum bugün rafları doldurdu. Sadece bir kişi bu trajediden kurtulabildi ve kitabı.
Nur ein Mann, ein bekleideter noch dazu… ganz allein.
Sadece bir adam, tamamıyla giyinik bir adam bu arada yalnızca kendisi varken.
Ja, genau. Nur ein Mann hat heute Abend das Sagen, und sein Name ist natürlich.
Evet, aynen. Bu akşam kararları tek bir adam alacak ve o kişi de.
Sonuçlar: 149, Zaman: 0.3253

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce