Sie beneiden Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sie beneiden mich.
Beni kıskanıyorlar.Soll man sie beneiden?
Size gıpta ediyorlar mı?Sie beneiden uns."!
Bizi kıskanıyorlar“!Damit andere Sie beneiden können.
Size gıpta etsinler.Sie beneiden mich?
Kıskanıyor musun beni?Die Wahrheit ist, sie beneiden dich.
İşin aslı sana gıpta ediyorlar.Sie beneiden mich?
Beni kıskanıyor musun?Ihr schrecklichstes Geheimnis: Sie beneiden jeden.
En korkunç sırrın: Herkesi kıskanıyorsun.Sie beneiden mich?
Bana gıpta mı ediyorsun?Ich bin hübsch und reich- sie beneiden mich.
Çok güzel ve çok zengin bir kızım ben kıskanın.Sie beneiden mich alle.
Hepsi bana imreniyor.Başkalarının onlara gıpta ettiğini düşünürler.Sie beneiden uns jetzt schon.
Bize zaten imreniyorlar.Aus anderen Gründen.Die Wahrheit ist, sie beneiden dich.
Bambaşka nedenlerle! İşin doğrusu,sana imreniyorlar.Sie beneiden andere Leute.
Diğer insanları kıskanıyorlar.Du weißt warum es heutekeine Helden gibt… weil am Ende die Leute einen nicht respektieren, sondern sie beneiden.
Bugün hiç kahraman yok biliyorsun… Çünkügünün sonunda insanlar Sie beneiden und hassen uns.
Kızıyor ve nefret ediyorsun.Sie beneiden andere Menschen.
Diğer insanları kıskanıyorlar.Sie beneiden uns jetzt schon. O Jack.
Oh Jack, zaten bize imreniyorlar.Sie beneiden dich für etwas, was du hast?
Peki sende olan bir şeyi kıskanır mısın?Sie beneiden uns, weil wir sterblich sind.
Ölümlü olduğumuz için bizi kıskanıyorlar.Sie beneiden mich, weil ich reich, schön und ein großer Fußballer bin.
Beni ıslıklıyorlar çünkü güzelim, zenginim ve büyük bir futbolcuyum.Sie beneiden die anderen, die so frisch aussehen, aber Sie können das auch, wenn Sie möchten!
Çok canlı görünen diğerlerini kıskanırsınız, ama eğer isterseniz siz de yapabilirsiniz!Ihr beneidet mich?
Kıskanıyor musun beni?Aber bei Gott, wie ich sie beneide.
Tanrım, onlara gıpta ediyorum.Sie beneideten ihn.
Onu kıskanıyorlardı… çünkü Das war der einzige Punkt, worum sie sie beneidete.
Tek kıskandığım noktaları da bu zaten.Sie beneidete die.
Kıskanırmısın onları.Sie beneidete sie- und wäre sogar gern an ihrer Stelle gewesen.
Sizi kıskanırlar, Es war unbekannt, wie viele sie beneideten.
Kaç insanın seni kıskandığını bilmiyorsun.
