SKRUPELLOS ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• acımasız
• vicdansız
• ahlaksız
• acımasızdır
• zalim

Skrupellos Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ja, und skrupellos.
Evet, ve acımasız.

Schön, durchtrieben. Und skrupellos.
Güzel… zeki… ve acımasız.

Man muss skrupellos sein.
Zalim olmak gerek.

Sie ist habgierig und skrupellos.
O açgözlü ve ahlaksızdır.

Sehr skrupellos. Das mag sein.
Onu çok ahlaksız biri olarak tanıyorum.

Raffgierig und skrupellos.
Aç gözlü ve acımasız.

Skrupellos, kapitalistisch, illusionär.
Acımasız, kapitalist, aldatıcı.

Wir werden skrupellos sein.
Çok zalim olacağız.

Schön, durchtrieben. Und skrupellos.
Güzel… kurnaz… ve acımasız.

Komm. Skrupellos, dachte ich.
Haydi. Acımasız, Düşündüğümü hatırlıyorum.

Und sie sind skrupellos.
Ayrıca çok acımasızsın.

Ehrgeizig und skrupellos, wie sein Vater. intelligent, Er ist attraktiv.
Tıpkı babası gibi çekici, akıllı, hırslı ve ahlaksız bir genç.

Sag lieber"skrupellos.
Vicdansız'' demek daha iyi.

Aber wenn es um die Menschen geht, die du liebst, bist du skrupellos.
Ama sevdiğin insanlar söz konusu oldu mu da acımasızsın.

Da muss man skrupellos sein.
Acımasız olman gerekiyor.

Sie sind falsch, ehrgeizig und skrupellos.
Onlar yalancı, hırslı ve acımasızdır.

Gewalttätig, skrupellos und raffiniert.
Saldırgan, acımasız ve karmaşık tiplerdir.

Sei trickreich, sei skrupellos.
Uyanık ol, acımasız ol.

Skrupellos und unverzeihbar. Ihre Aktion war moralisch verwerflich, billig.
Yaptığın şey ahlaki olarak ayıp, ucuz, acımasız ve affedilmezdi.

Die Feuernation ist skrupellos.
Ateş Ulusu çok acımasız.

Intelligent, ehrgeizig, skrupellos, Mangel an Mitgefühl, oberflächlicher Charme.
Zeki, hırslı, acımasız, empati yeteneği yok… yüzeysel bir cazibesi var.

Sie sind schnell und skrupellos.
Bundan hoşlanmıyorlar. Hızlı ve acımasızlar.

Er ist brillant, skrupellos und wird nicht zögern, jeden einzelnen von Ihnen zu töten.
Zekidir, acımasızdır ve hepinizi öldürmek için hiç tereddüt etmeyecektir.

Gerissen, ehrgeizig und vollkommen skrupellos.
Zeki, hırslı ve tamamen acımasız.

Aber Barry, wir können nicht so skrupellos wie DeVoe sein.
Ama biz DeVoe gibi acımasız olamayız Barry.

Patty ist vielleicht eine schreckliche Person, aber… diese Typen sind skrupellos.
Patty korkunç biri olabilir, ama… bu adamlar acımasızlar.

Steve ist schwach, lügt skrupellos, und sehr nett.
Steve zayıf, ahlaksız ve yalancı, ama yine de iyi bir tip.

Er ist der Beste in der Branche, aber auch sehr gefährlich und absolut skrupellos.
Bu işin en iyisidir. Ama aynı zamanda çok telikeli ve acımasızdır.

Eine Gemeinde, die er nun als skrupellos und korrupt ansah.
Acımasızlığının ve yozlaşmışlığının farkına vardığı o toplum.

Schatz, die Schrankbranche ist skrupellos.
Hayatım, dolap dünyasındaki insanlar çok acımasız.