So hassen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Niemand sollte so hassen.
Kimse böyle nefret etmemeli.Wenn sie Bobby so hassen, warum dann den Präsidenten töten?
Neden onu değil de başkanı öldürdüler? Bobbyden çok nefret ederlerse,?Also wer konnte sie so hassen?
Kim bu kadar nefret etmiş olabilir ondan?Würde ich ihn auch so hassen, wenn er nicht mein Bruder wäre?
Eğer kardeşim olmasaydı da ondan bu kadar nefret eder miydim?Daß sie gerade uns so hassen?
Würdest du sie dann auch so hassen? Wenn Jeong A-reum nicht reich wäre….
Ondan bu kadar nefret eder miydin? Jeong A-reum zengin olmasaydı….Und warum sollen wir den Islam so hassen?
İslamdan bu kadar nefret etmenin sebebi nedir?Dass mich die Leute so hassen?! Was hab ich denn getan.
İnsanları kızdıracak birşey yaptığımı sanmıyorum… Neler oluyor? Aslında, Und wie kam es dazu, dass Sie Claire so hassen?
Claireden niye bu kadar nefret ediyorsun?Wenn Sie uns so hassen, warum lassen Sie uns die Beerdigung planen?
Bizden bu kadar nefret ediyorsanız, neden Glee kulübünün cenaze… törenini yapmasına izin verdiniz?Aber warum sollte Belson ihn so hassen?
Ama Belson neden ondan bu kadar çok nefret etsin ki?Wenn die Leute einen so hassen. Schlimm.
İnsanların senden bu şekilde nefret etmeleri… iyi bir şey değil.Aber an meine Vision glauben Sie. Und Sie können mich noch so hassen.
Benden ne kadar nefret etsen de vizyonuma inandığını biliyorum.Ich verstehe nicht, warum Sie ihn so hassen.
Ondan neden bu kadar nefret ettiğinizi anlamıyorum.Das ist einer der Gründe, weswegen wir Sie so hassen.
Sizden bu kadar nefret etmemizin bir sebebi daha.Ich kapier auch nicht warum die uns so hassen.
Bizden neden bu kadar nefret ettiklerini hala anlamıyorum.Ich verstehe nur nicht, warum die mich alle so hassen.
Neden benden bu kadar nefret ediyorlar, anlamıyorum.Ich verstehe immer noch nicht, warum sie uns so hassen.
Bizden neden bu kadar nefret ettiklerini hala anlamıyorum.Ich hätte nie gedacht, dass ich ein unbelebtes Ding so hassen kann.
Cansız bir nesneye karşı, bu kadar nefret besleyeceğimi hiç düşünemezdim.Ich hätte nie gedacht, dass ich ein unbelebtes Ding so hassen kann.
Cansız bir varlık için bu kadar nefret barındıracağım hiç aklıma gelmezdi.Ich dachte, Ihr wüsstet, warum sie mich so hassen.
Beni öldürmeye çalıştığın için benden neden bu kadar nefret ettiklerini bulabilirsin diye düşündüm.Ich dachte, Ihr wüsstet, warum sie mich so hassen.
Senin beni katletmeye çalıştığını ele alarak, neden benden bu kadar nefret ettiklerini bilebileceğini düşündüm.Zum Beispiel, wieso du ihn so hasst.
Mesela ondan neden bu kadar nefret ediyorsun?Wenn du sie so hasst, wieso bist du nicht zur Armee gegangen?
Madem onlardan bu kadar nefret ediyordun… nasıl oldu da onlarla çarpışmak için askere yazılmadın?Wenn du sie so hasst, warum kamst du zurück?
Onlardan bu kadar nefret ediyorsan niye geldin?Warum gehst du nicht? Wenn du mich, uns so hasst.
Bizden ve benden bu kadar nefret ediyorsan.Wenn du meine Freundinnen so hasst.
Madem dostlarımdan bu kadar nefret ediyorsun.Wenn du ihn so hasst, warum hast du mir dann seinen Namen gegeben?
Ondan bu kadar nefret ediyorsan neden onun adını verdin?Wenn ihr Weihnachten so hasst, dann wartet doch im Auto.
Hepiniz Noelden bu kadar nefret ediyorsanız gidip arabada bekleyebilirsiniz.Ätsch, Belgien. Bart,wenn du Belgien so hasst, sollte ich deine Tim und Struppis wegnehmen!
Kahrolası Belçika! Bart,Belçikadan bu kadar nefret ediyorsan, belki de senin Tenten kitaplarını atmalıyım!
