SO WEIT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• kadar ileri
• kadar uzak
• kadar uzağa
• kadarıyla
• bu noktaya
• raddeye
• daha çok
• öyle bir
• bunca yolu
• kadar uzaktan
• kadar uzakta
• kadar ileriye
• kadar uzaklara
• raddede

So weit Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

So weit ich weiß.
Bildiğim kadarıyla.

Nicht ganz so weit.
O kadar uzak değil.

So weit ich weiß, ja.
Bildiğim kadarıyla, evet.

Ich wäre so weit gegangen.
O kadar ileri gittiğimi.

So weit würde er nicht gehen!
Öyle bir gider ki!

Boston ist nicht so weit.
Boston o kadar uzak değil.

So weit kommt es nie.
Asla o kadar ileri gidemez.

Warum bist du so weit raus?
O kadar uzağa niye açıldın?

So weit habe ich nicht gedacht.
Sen bu konuda daha çok düşünmüşsün.

Aber wir sind so weit gekommen…!
Ama bunca yolu geldik!

In Vogelfluglinie nicht so weit.
Karga uçuşu kadar uzak değil.

Nicht so weit ich sehe.
Görebildiğim kadarıyla yok.

Das, das sollte nicht so weit gehen.
Bu kadar ileri gitmemesi gerekiyordu.

Nein. So weit ist es also gekommen.
Bu noktaya geldik demek. Hayır, değil.

Warum sollte er so weit gehen?
Neden o kadar ileri gitsin?

Ich werfe so weit, dass Dad ihn nicht fängt.
Öyle bir atacağım ki babam yakalayamayacak.

Warum solltest du so weit fahren?
Niye o kadar uzağa gidesin?

So weit wir wissen, fehlen nur die Bücher.
Bildiğimiz kadarıyla kayıp şey yalnızca kitaplar.

Kim hat uns so weit gebracht.
Kim bizi bu noktaya taşıdı.

Würden Sie für Ihren Freund so weit gehen?
Arkadaşın için o kadar ileri gider misin?

Was hat uns so weit gebracht?
Bizi bu noktaya ne getirdi?

So weit ich weiß, muss der Anwalt kein Moclaner sein.
Bildiğim kadarıyla avukatın Moclanlı olması şart değil.

Kim hat uns so weit gebracht.
Kim bizi bu noktaya getirdi.

Das bringt Glück. Ich wollte, ich könnte so weit spucken!
Şans getiriyormuş. O kadar uzağa tükürebilmeyi ben de isterdim!

Es hätte nicht so weit kommen müssen.
Bu raddeye gelmesine gerek yoktu.

Wir sind so weit gekommen, weil wir einen anständigen Wahlkampf hatten.
Bu noktaya düzgün bir kampanya yaparak geldik.

Wie konnte es so weit kommen?
Nasıl bu kadar ileri gidebildi?

Abhauen, so weit und so schnell ihr könnt!
Gidebildiğiniz kadar uzağa, olabildiğiniz kadar hızlı!

Wieso ist das so weit oben?
Neden onu bu kadar uzağa koydunuz ki?

Nein. So weit wir wissen, stürzte er und legte sich bei der Mühle hin.
Hayır. Bildiğimiz kadarıyla düşmüş, kafasını çarpmış, değirmende uzanmış.