Verhandeln Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kein Verhandeln.
Verhandeln? Was?
Sie werden verhandeln.
Wir verhandeln nicht.
Wir wollen verhandeln.
İnsanlar da tercüme ediyor
Wir verhandeln nicht.
Biz pazarlık etmeyiz.Sie müssen verhandeln.
Anlaşmak zorundalar.Ja. Verhandeln.
Evet. Pazarlık.Wir können verhandeln.
Pazarlık yapabilirim.Die verhandeln nicht. Sie köpfen.
Onlar müzakere etmez; kafa keserler.Sie wollen verhandeln.
Das ist verhandeln, nicht argumentieren.
Bu pazarlık oldu, tartışma değil.Wir müssen verhandeln.
Anlaşmak zorunda kalabiliriz.Was denn verhandeln? Die Bedingungen für den Tausch für deine Stimme im Rat.
Ne pazarlığı? Senin Meclis oyunun karşılığındaki koşulları.Sie will verhandeln.
Weil ich dachte, ich könnte mit ihm verhandeln.
Çünkü onunla pazarlık yapabileceğimi düşündüm.Sosa will verhandeln.
Sosa görüşmek istiyormuş.Ihr Mann in Camden Town sagte, Sie wollen verhandeln.
Camden Townda ki görüşmek istediğin adamdan birkaç söz getirdim.Du musst verhandeln.
Anlaşma yapmak zorundasın.Trump will diesen Vertrag kündigen oder neu verhandeln.
Trumpın bu anlaşmayı yeniden müzakere etmesi ya da feshetmesi bekleniyor.Ich bin zum Verhandeln hier.
Ben buraya pazarlık için geldim.Sie will mit Captain Barbossa verhandeln.
Kaptan Barbossayla görüşme hakkını kullandı.Er will den Frieden verhandeln, aber auf seinem Gebiet.
Barışı görüşmek istiyor ama kendi bölgesinde.Ich habe keine Zeit zum Verhandeln.
Pazarlık için vaktim yok.Und wahrgenommen werden als Verhandelnde mit einer souveränen Staatsmacht, den USA. Sie will verhandeln.
Anlaşma yapılmak ve egemen bir güç, ABD tarafından ciddiye alınmak.Nein. Wir sollten verhandeln.
Anlaşma yapalım. Hayır.Ich kam zu Ihnen und wollte verhandeln.
Anlaşmak için ben sana gelmiştim.Dass sie jemanden zum Verhandeln schicken sollen.
Görüşmek için birisini göndermelerini söyle.Aber ich muss die Bedingungen neu verhandeln.
Ama anlaşma şartlarımızı yeniden tartışmamız gerekiyor.Nein, nicht neu verhandeln.
Hayır, yeniden müzakere değil.
