Verheerend Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Es ist verheerend.
Verheerend, Erdbeben.
Yıkıcı, deprem.Das war verheerend.
Yıkıcı bir olaydı.Verheerend schlechtes omen.
Sind verheerend.
Bunlar yıkıcı şeyler.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Der finanzielle Tsunami ist verheerend.
Bu finansal tsunami çok korkunç.Der Angriff war verheerend. Oh mein Gott.
Weil das hier sehr gut ist.- Verheerend.
Çünkü'' bu'' çok güzel.- Yıkıcı.Der Angriff war verheerend. Oh mein Gott.
Aman Tanrım. Saldırı çok yıkıcıydı.Ihre Kritik war stark und verheerend.
Bu yüzden eleştirileri çok ağır ve yıkıcıydı.Nicht so verheerend wie das, aber beinahe.
Bunun kadar tahripkâr değildi ama onun gibi bir şey.Der Angriff war verheerend.
Saldırı çok yıkıcıydı.Sie, wie verheerend Ransomware wissen ist, möchten Sie wieder mit ihm zu tun?
Der Krieg war verheerend.
Savaş oldukça yıkıcıydı.Es war so verheerend, dass es"das Maschinengewehr des Wikingerzeitalters" genannt wurde.
Viking çağının makineli tüfeği” olarak adlandırılan çok yıkıcıydı.Die Schäden werden verheerend sein.
Hasar felaket olacak.Der Amerikaner aktuell verheerend. Wenn du mich fragst, wäre jeglicher hastiger Rückzug.
Alelacele çekilmesi felaket olur. Bana sorarsan, Amerikanın şu anda.Der Angriff war verheerend.
Saldırılar çok yıkıcı, artık bitti.Die Ergebnisse für die Patienten sind oft verheerend.
Hastalar için sonuçlar genellikle yıkıcı.Ein Leck konnte verheerend sein.
Bir sızıntı felaket olabilir.Doch die politischen Konsequenzen dieser Psychose sind verheerend.
Bu patolojinin siyasal sonuçları korkunç oldu.Your email virus: wie verheerend kann es werden?
Your email virüs: ne kadar yıkıcı olabilir?Die Auswirkungen auf die Gesellschaft sind verheerend.
Toplum üzerindeki etkileri felaket olmuştur.Deine Flitterwochen. Nicht so verheerend wie das, aber beinahe.
Balayınıza ne oldu? Bunun kadar tahripkâr değildi ama onun gibi bir şey.Aber für Sie wären die Folgen verheerend.
Zihninde ölmüş olacağım. Ancak sonuçları, senin için yıkıcı.Diese Krankheit ist vor allem im Birnbaum verheerend(Pyrus communis) und der Apfelbaum(Malus).
Und die Opferzahlen auf beiden Seiten waren verheerend.
Besonders für sie. Das ist verheerend für jede Frau.
Her kadın için yıkıcıdır bu, ama özellikle onun için.Aber diese beiden Dinge passieren auch in der Stadt, und sie sind verheerend.
Ama bu iki şey şehirde oldu mu… yıkıcıdır.Die Auswirkungen dieses Ereignisses waren verheerend für die Indianer.
Bunun sonuçları yerliler için felaket oldu.
