VERMINDERT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• azalır
• azaltır
• azalttığı
• düşüktür
• azaltıyor
• azaldı
• azaltan

Vermindert Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Gewaltverbrechen vermindert.
Şiddet suçları azalır.

Musik vermindert Schmerzen.
Müzik ağrıları azaltıyor.

Pitta und Kapha werden vermindert.
Pitta ve Kaphayı azaltır.

Bupropion vermindert das Verlangen.
Menopoz isteği azaltıyor.

Senkte und meine Erfahrung vermindert.
Gözlem ve deneyimle azalır.

Ehrlichkeit vermindert Angst.
Dürüstlük endişeyi azaltır.

Er hatte sich weder verändert noch vermindert.
Ya değişmedi ya da azaldı.

Alkohol vermindert den Tiefschlaf.
Alkol derin uykuyu azaltıyor.

Rechtzeitige Behandlung vermindert Risiko.
Zamanında tedavi riski azaltır.

Vermindert Kalorien, erhöht Gewichtsverlust;
Kalori azaltır kilo kaybı artırır;

Der Regen vermindert die Sicht.
Yağmur ise görüşü azaltmaktadır.

Die Arbeitsqualität könne vermindert sein.
İşçilik kalitesi düşük olabiliyor.

Und jede Geburt vermindert die Gefahr um 7%.
Her bir doğum riski% 7 azaltıyor.

Vermindert Kalorien, erhöht Gewichtsverlust;
Kalori azaltır kilo kaybını arttırır;

Und dies vermindert stark.
Ve bu, bağımlılık olasılığını büyük ölçüde azaltır.

Gibt es ein ersten Höhepunkt und dann vermindert.
İşte bir ilk zirve ve sonra azalır.

Die Technik vermindert die Fehlerquote.“.
Turlama tekniği hata oranını azaltıyor”.

Zeit mit Pferden verbringen vermindert Stress→.
Hayvanlarla vakit geçirmek stresi azaltıyor.

Vermindert den Schaden der Feinde um 20% anstatt 25%.
Artık düşman zararını% 25 yerine% 20 azaltır.

Die richtige Beleuchtung vermindert das Risiko von.
Doğru Aydınlatma Riski Azaltıyor.

Bei einer Eisenmangelanämie ist das MCV vermindert.
Demir eksikliği anemisi: Bu durumda MCV düşüktür.

Das vermindert Risiken und verbessert die Patientenbetreuung.
Bu riskleri azaltır ve hasta bakımını iyileştirir.

Ihr Diabetes hat die Durchblutung der Zehen vermindert.
Diyabetin, ayak parmaklarına giden kan akışını azaltmış.

Die neue SoftBlue-Technologie vermindert erwiesenermaßen dieses Risiko.
Yeni SoftBlue teknolojisinin bu riski azalttığı kanıtlandı.

Wenn du ihn jedoch regelmäßig trinkst, wird dieser Effekt vermindert.
Bununla birlikte, düzenli olarak içerseniz, bu etki azalır.

Auch die Einnahme von Antidepressiva vermindert die Lust auf Sex.
Üstelik depresyon için kullanılan antidepresanlar da cinsel isteği azaltıyor.

Bei der Verarbeitung werden durch die Erhitzung die Nährstoffe vermindert.
Ayrıca ısıtmak ve pişirmek besin değerini azaltan faktörlerden bir başkası.

Vermindert Essen Wünsche und bändigt das Verlangen, während metabolische Rate steigern;
Gıda arzuları düşürür ve metabolizma hızını artırırken istek azaltır;

Daumen lutschen und Fingernägel kauen vermindert Allergierisiko.
Parmak emme veya tırnak yeme alerji riskini azaltıyor.

Diese Einstellung vermindert die Auswirkung von Netzwerkproblemen auf Produktionsanwender.
Bu ayar ağ sorunlarının üretim kullanıcıları üzerindeki etkisini azaltır.