IT'S A COMPLETELY DIFFERENT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• tamamen farklı
• tamamıyle farklı
• tamamiyle farklı

It's a completely different Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It's a completely different thing.
Tamamen farklı bir şey.

I want what I ordered. it's a completely different color.
Siparişlerimi istiyorum. Tamamıyle farklı bir renk.

It's a completely different name.
Tamamen farklı bir isim.

To design a Maserati and a Flat. It's a completely different challenge.
Maseratinin ve Fiatın tasarımını yapmak, tamamen farklı iki iş.

It's a completely different… No!
Tamamen farklı bir… Hayır!

In practice, it's a completely different police.
Ama uygulamada tamamen farklıyız.

It's a completely different woman.
Tamamen farklı bir kadın.

You know, it's a completely different world.
Bu tamamen farkli bir dünya, biliyorsun.

It's a completely different color.
Tamamıyle farklı bir renk.

It's a completely different product.
Tamamen farklı bir ürün.

It's a completely different color.
Tamamiyle farklı bir renk.

It's a completely different style.
Tamamen farklı bir tarzda.

It's a completely different colour.
Tamamıyle farklı bir renk.

It's a completely different slogan.
Tamamen farklı bir slogan.

It's a completely different colour.
Tamamiyle farklı bir renk.

It's a completely different animal.
Bu tamamen farklı bir şey.

It's a completely different world.
Bütünüyle farklı bir dünya.

It's a completely different M.
Tamamen farklı bir cinayet gibi.

It's a completely different situation.
Tamamen farklı bir durum.

It's a completely different shirt!
Bu tamamen farklı bir gömlek!

It's a completely different mindset.
Tamamen farklı bir zihniyet.

It's a completely different culture.
Tamamen farklı bir kültürden.

It's a completely different environment.
Tamamen farklı bir ortam var.

It's a completely different mentality.
Tamamen farklı bir kafa yapısı.

It's a completely different sound, listen.
Tamamen farklı bir ses, dinleyin.

It's a completely different crowd.
Tamamen farklı bir kalabalık var salonda.

Nah, it's a completely different thing with me.
Hayır, benimki tamamen farklı.

It's a completely different way of touching.
Dokunmanın tamamen farklı bir yolu.

It's a completely different MO and a new victimology.
Tamamen farklı bir yöntem. Ve yeni bir kurban seçimi.

It's a completely different face… but the handwriting is the same.
Yüzleri tamamen farklı ama el yazıları aynı.