MAIN CONCERN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• ana endişemiz
• başlıca kaygısı
• en büyük endişemiz

Main concern Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Skye's not the main concern.
Ana endişemiz Skye değil.

My main concern is Nicky.
Benim başlıca endişem Nicky.

That was my main concern.
Beni başlıca ilgilendiren buydu.

The main concern is your lower lip.
Esas sorun alt dudağın.

William Mitman. Our main concern is, uh.
Ana endişemiz, William Mitman.

The main concern is your lower lip.
Asıl sorun alt dudağın.

What do you think people's main concern was back then?
İnsanların o zamanki en önemli endişesi neydi?

My main concern was always.
En büyük endişem her zaman şuydu.

This is a serious violation of school policy, but my main concern is what caused this behavior.
Bu, okul kurallarının ciddi şekilde ihlal edilmesi demek ama benim asıl endişem buna neyin sebep olduğu.

Our main concern is, uh, William Mitman.
Ana endişemiz, William Mitman.

Tyrion, skeptical about the dragons, says that they will play that"game" later, since Stannis is their main concern now.
Tyrion ise o'' oyunu'' daha sonra oynayacaklarını, şu an ana konunun Stannis olduğu cevabını verir.

My main concern would be one of trust.
Benim asıl endişem birine güven olurdu.

Look, mr. broder, all kidding aside, my main concern is for my team and the job they have to do.
Bakın Bay Broder, ciddi olmak gerekirse, Benim asıl endişem, yapmamız gereken bir görevimiz var.

Our main concern is with the safety of the hostages.
Bizim ana endişemiz, rehinelerin güvenliğidir.

There are twelve days remaining until Portugal's first game at the World Cup and the main concern for the Portuguese football team is the most famous acronym in the world.
Portekizin ilk Dünya Kupası maçını oynamasına on iki gün var ve Portekiz takımının temel endişesi dünyanın en meşhur kısaltması.

Our main concern is the intracranial swelling.
Bizim asıl endişemiz, kafatası içinde bir şişlik olması.

According to Metropoll, the main concern of Turkish citizens is the economy.
Metropolle göre, Türk halkının başlıca endişesi ekonomi.

My main concern is not to lose what has been attained.
Elde ettiklerimizi kaybetmemek. En büyük… endişem.

Svilanovic said the EU's main concern, in his opinion, is that Balkan countries will export crime if the visa restrictions are eased.
Svilanoviç, kendi fikrince ABnin başlıca kaygısının vize kısıtlamaları kolaylaştırıldığı takdirde Balkan ülkelerinin suç ihraç edecek olmaları olduğunu söyledi.

My main concern is that she doesn't come after you next.
Benim en büyük endişem senin peşine düşmemesiydi.

Presidential advisers say the main concern is the lack of sufficient time to equip and train soldiers for this dangerous field mission.
Cumhurbaşkanlığı danışmanları başlıca endişelerinin askerleri bu tehlikeli saha görevi için donatmak ve eğitmek için yeterli zaman bulunmaması olduğunu söylüyorlar.

My main concern was getting him back, so that my part could start, the investigation could start… we could find out what had happened to this child.
Benim asıl endişem onu geri almaktı. Böylece benim görevim başlayabilecekti, soruşturma başlayabilecekti. Bu çocuğa ne olduğunu öğrenebilecektik.

The country's main concern is finding a common name for use both domestically and internationally.
Ülkenin başlıca kaygısı hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda kullanılacak ortak bir ad bulmak.

The main concern of people with phobias in the agoraphobic cluster is getting help in case of emergency.
Agorafobik kümeye dahil bir fobisi olan kişilerin ana kaygısı acil durumlarda yardım almaktır.

Your main concern should be the lineup, Miss Maddox.
Asıl endişeniz, kimlik tespiti olmalı Bayan Maddox.

Our main concern right now is controlling the intracranial pressure.
Şu andaki başlıca endişemiz kafa boşluğu basıncını kontrol etmek.

The main concern is that they would be able, through those communications, to try to triangulate his location, and if they have agents in the United States, then to do him harm.
En büyük endişemiz, bu görüşmelerden yararlanarak onun yerini saptamaya ve ABDde ajanları varsa Grigoryye zarar vermeye çalışmalarıydı.

The main concern the board voiced at the end of the session Thursday(November 20th) was the overall stagnation of reforms, on the country's path to Euro-Atlantic integration.
Kurulun 20 Kasım Perşembe günkü oturum sonunda dile getirdiği başlıca endişesi, ülkenin Avrupa-Atlantik entegrasyonuna ilişkin reformlarda yaşanan genel durgunluktu.

The main concern of the Kosovo people is what Kosovo aims at through this dialogue, how and if it will structurally separate the north from Kosovo, knowing at the same time that Serbia can facilitate the European integration processes," he said.
Kosova halkının başlıca kaygısı, Sırbistanın AB üyelik sürecini kolaylaştırabileceğini bilmekle birlikte, Kosovanın bu diyalogla neyi elde etmeyi hedeflediği, kuzeyi yapısal açıdan Kosovadan nasıl ayıracağı ve bunu yapıp yapmayacağı.'' dedi.

The main concern of the ruling Justice and Development Party(AKP) is that if Turkey agrees to host some components of a system defined as aimed against Iran, the move may hurt its relations with Tehran, which it has been painstakingly trying to strengthen since it came to power eight years ago.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisinin( AKP) başlıca kaygısı, Türkiyenin İrana yönelik olarak tanımlanan bir sistemin bazı bileşenlerini barındırmayı kabul etmesi halinde, bu hareketin sekiz yıl önce iktidara gelmesinden bu yana özenle güçlendirmeye çalıştığı Tahran ile ilişkilerine zarar verebileceği.