MORE COURAGEOUS ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• daha cesur

More courageous Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

More courageous in general.
Genel olarak daha cesur.

You should be more courageous.
Daha cesur olmalıydın.

She's more courageous than you are.
Ama o senden daha cesaretli.

Now you have become more courageous.
Artık daha cesur oldun.

She's more courageous than I am.
Benden daha cesaretli.

I know that I need to be more courageous.
Biliyorum biraz daha cesaretli olmalıydım.

More courageous and determined steps are necessary.
Daha cesur ve kararlı adımlara ihtiyaç var.

No, just more courageous.
Hayır… Yalnızca daha yüreklisin.

The swinging helps. It urged me to be more courageous.
Onunla salıncaktayken kendimi daha cesur hissettim.

She is probably more courageous than you imagine.
Muhtemelen tahmin ettiğinden çok daha cesurdur.

The future of this country belongs to more courageous men.
Bu ülkenin geleceği daha cesur adamların elindedir.

Just a few more courageous spectators and we will begin.
Sadece bir kaç cesur seyirci sonrası başlıyoruz.

He and yer father are far more courageous than me.
Fergus ve baban benden çok daha yürekli.

Others, more courageous, come and ask news of you.
Ötekiler, daha cesur olanlar gelip senden haber almaya çalışıyor.

Even the puddlings are more courageous than you!
Puddlelar bile senden daha cesur.

Jigue, more courageous, went hunting… but he didn't even see a bird.
Ama bir kuş bile göremedi. Jigue, daha cesurca, ava gitti.

He and yer father are far more courageous than me.
O ve baban benden çok daha fazla cesurlar.

More courageous Comrades were left behind… because of bourgeois sentimentality.
Daha yürekli yoldaşlar geride kaldı kapitalist duyarlılık yüzünden.

I mean, your move was way more courageous than mine.
Yani benden daha cesur bir hareketti seninki.

More courageous than most-- much more. And he died for what he believed in, mrs. Reeves.
Belki de çoğumuzdan çok daha cesurdu ve inandıkları uğrunda öldü, Bayan Reeves.

Dong Chul is even more courageous than Dad today.
Dong Chul bugün babasından bile daha cesur davrandı.

The more courageous individuals like you come forward, the more we can help others.
Sizin gibi daha cesur kişilerin öne çıkması, Başkalarına ne kadar çok yardım edebiliriz.

I don't think your people could ask for a more courageous leader.
Halkın, senden daha cesur bir lider bulamaz.

Maybe if some of us were more courageous. Maybe if the world had paid more attention.
Belki bazılarımız daha cesur olsaydık belki dünya biraz daha dikkat etseydi.

I just want to say thank you for this to all the firefighters and policemen who do this on a regular basis, things far more courageous or heroic than I could have.
Söylemek istediğim sadece bunu temel görev olarak yapan tüm polis ve itfaiyecilere teşekkür ederim onların yaptıkları benim yaptıklarım yanında daha cesurca ve kahramanca.

Each year, the faithful arrive in Ohrid to observe the feast day while the more courageous dive into an ice-cold lake to retrieve a wood-and-brass cross said to bring good luck to the one who finds it.
Her yıl inananlar bayramı kutlamak üzere Ohriye gelirken, daha cesur olanlar onu bulanlara iyi şans getirdiğine inanılan tahta ve pirinçten yapılmış haçı getirmek için buz gibi soğuk göle dalıyorlar.

And Stanford University has been doing research for five years now to document how playing a game with an idealized avatar changes how we think and act in real life, making us more courageous, more ambitious, more committed to our goals.
Ve Standford Üniversitesi beş yıldır ideal bir avatarla oyun oynamanın gerçek hayatta davranış ve düşüncelerimizi nasıl değiştirdiğini, bizi nasıl daha cesur ve hırslı hale getirdiğini, hedeflerimize daha bağlı kalmamızı sağladığını belgelemek için araştırma yapıyorç.

According to Amatus of Montecassino,"more courageous than his father, more generous and more courteous; indeed he possessed all the qualities a layman should have-except that he took an excessive delight in women.
Montecassinolu Amatusa göre,'' babasından daha cesurdu, daha cömert ve daha nazik; rahip olmayan bir insanın sahip olması gereken tüm özelliklere sahipti, tek istisna kadınlara olan aşırı düşkünlüğüydü.

My god, i never met a sweeter, more courageous little girl.
Tanrım, daha önce bu tatlı ve cesur kızla hiç tanışmamıştım.

That shattering, that opening of my girl cell, that kind of massive breakthrough of my heart allowed me to become more courageous, and braver, and actually more clever than I had been in the past in my life.
Bu parçalanma, bu içsel kız hücremin açılması, yüreğimin bu tarzda yoğun bir kırgınlığa maruz kalması benim geçmiş tüm yaşamımda olduğumdan daha gözüpek ve daha cesur, ve aslında daha da zeki olmamı sağladı.