WAS THE FIRST ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• ilk
• ilk kez
• ilk oldu
• ilk defa
• ilk olarak
• i̇lk önce
• i̇lk
• ilkiydi
• ilkti
• i̇lk defa
• i̇lk olarak
• ilk önce
• i̇lk kez
• olduğum ilk

Was the first Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

She was the first.
O ilk oldu.

Rawlings… the radio officer, was the first to go.
İlk önce Telsiz subayı Rawlings öldü.

Who was the first?
İlk önce kim?

This is the world that Marie Tharp was the first to imagine.
Bu ilk kez Marie Tharpın hayal ettiği dünya.

Rian was the first.
Rian ilk oldu.

I was the first in my family to go to college.
Ben üniversiteye gitmek için ailem ilk oldu.

The Caterpillar was the first to speak.
Caterpillar konuşmak için ilk oldu.

He was the first to arrive.
O ilk olarak vardı.

Mr. Ffolly-Hardwicke's visit was the first for a decade.
On yıldır ilk defa Bay Ffolly Hardwicke ziyarete geldi.

She was the first to speak.
İlk önce o konuştu.

The man in the gym was the first to be killed.
İlk olarak spor salonundaki adam öldürüldü.

I was the first to tell her to pay for it.
Ona ilk kez ben kendi ödemesini yapmasını söyledim.

The passenger terminal in Dammam was the first in Saudi Arabia and was built in 1981.
Dammam yolcu terminali Suudi Arabistanda ilk kez 1981 yılında inşa edilmiştir.

He was the first to allow commoners to sit on a jury.
O jüride oturmak halk izin vermek için ilk oldu.

French barber-surgeon Ambroise Paré was the first to describe different degrees of burns in the 1500s.
Fransız berber-cerrah Ambroise Paré 1500lerde ilk kez farklı yanık derecelerini tanımlamıştır.

That was the first that we would heard any kind of actual diagnosis of a mental illness with Ted.
Tedde ilk defa gerçek bir zihinsel hastalığın teşhisini duyuyorduk.

Sammo Hung was the first to get started.
Sammo asıldı ilk oldu Başlamak için.

Who was the first in the garden!
İlk önce bahçeye kim çıkacak!

Bruce Nolan was the first on the scene.
Olay yerine ilk olarak Bruce Nolan vardı.

That was the first and the last time you borrow my car.
İlk ve son kez arabamı ödünç almış oldun.

With Nikki, that was the first of many"uh-oh" moments.
Hoppala dediğim anların… ilkiydi. Bu, Nikki ile.

That was the first warm welcome since coming to Korea.
Koreye geldiğimden beri, ilk defa sıcak karşılanıyorum.

Because it was the first, but in all the rest I did.
Çünkü o ilkti, fakat geri kalanında hep giydim.

Jin-Hee was the first to have my phone number.
Benim numaramı ilk olarak Jin-Hee aldı.

Napoleon was the first to drink this cognac at his coronation in 1802.
Bu konyağı ilk olarak 1802de Napolyon taç giyme töreninde içmiş.

No, that was the first of many attempts to build a better mousetrap.
Hayır. Bu daha iyi bir fare kapanı oluşturma girişimlerinin ilkiydi.

This spring was the first I felt tired, and realised I was ageing.
Bu bahar, ilk defa yorgun hissettiğimi ve yaşlandığımı anladığım bahardı.

Napoleon? Napoleon was the first to drink this cognac at his coronation in 1802.
Bu konyağı ilk olarak… 1802de Napolyon taç giyme töreninde içmiş. Napolyon.

This past spring was the first that I felt tired, and realized I was growing old.
Bu bahar, ilk defa yorgun hissettiğimi ve yaşlandığımı anladığım bahardı.

The tournament was the first on the ATP World Tour to use black tennis courts.
Turnuvada, ATP World Tourda ilk kez siyah tenis kortları kullanılmıştır.