Örs Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir Örs kullan.
Ya çekiç olacaksın ya da örs.
Bir örs taşıyor.
Sen çekiçsin, o da örs mü?
Kafası örs gibi sert.
Örsünden çıkan kıvılcımları gördüm.
Çekiç, örs, üzengi.
Biz örsüz, siz de çekiç.
Ya çekiç olacaksın ya da örs. Unuttun mu?
Bence örs yeterince sıcak.
Berlin: Hozan Canê ve Dilan Örs için nöbet eylemi.
Örs, üzengi ve öyle şeyler.
Teşekkür ederim. Örsü buraya koy, Monsewer.
Örs: Gençliğin Sesi Olacağiz.
Biri yalnızca çekiç, diğeri yalnızca örs olmalı.
Örs, üzengi ve öyle şeyler.
Fırtınada bile örsünü döverken onu işitmeyen var mıdır?
Örs, dikenli tel, ok ve yaya ihtiyacım var.
Bu çizgi manyağı duvarlardan geçip örs atabiliyor mu?
Ardından örsü işin içine sokacağız.
Bu çizgi manyağı duvarlardan geçip örs atabiliyor mu?
Örsü buraya koy, Monsewer.- Teşekkür ederim.
Yüzlerce demirci gözlerimin arkasında örs kemiğimi dövüyor gibi.
Örs her bir kata çarpışında tüm hızınız gidiyor.
Her kim ki bu kılıcı bu örsten çıkarır o kişi bütün Britanyanın kralıdır.
Örslü bir kızı sevmemek mümkün değil. Ama avcının son dövüşünün ayrıntıları nerede?
Bu üç kemiğe, kemiklerin şekillerinden dolayı çekiç, örs ve üzengi denir.
Kafama bir örs düşmesi için neler vermezdim!
Neydi örs? Ve hangi dehşetli kabza Ölümcül korkularını alabilir avcuna?
Hayatta bir çekiç ya da örs olmak önemlidir, ancak hiçbir zaman aradaki malzeme olmak değil.