AĞLADILAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Fiil
weinten
ağlamak
ağlarlar
ağlayan
ağlar mı
weinen
ağlamak
ağlarlar
ağlayan
ağlar mı

Ağladılar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ağladılar mı?
Elbette ağladılar.
Natürlich weinen sie.
Ben ağlayamadım. Onlar ağladılar.
Ich konnte es nicht. Sie weinten.
Ağladılar ve ben de onlara inandım.
Sie weinten, und ich glaubte ihnen..
Çocuklar yine ağladılar.
Die Kinder weinten wieder.
Ağladılar. Ne?- Evet, ama anlamış görünmüyorsun.
Was?- Ja, aber ihr kapiert es nicht.-"Weinten".
Gardiyanlar bile ağladılar.
Selbst die Wächter weinten.
Ağladılar gururdan ve gittiler ilişki bu kadar.
Sie weinten, sie waren so stolz und so begeistert.
Bu Defa Sevinçten Ağladılar.
Dieses Mal weinte ich vor Freude.
Çok ağladılar ve gözyaşlarının yanaklarında donduğunu hissettiler.
Sie weinten und fühlten, wie die Tränen auf ihren Wangen gefroren.
O şahıslar yemekte ağladılar.
Die Männer weinen beim Abendbrot.
Ağladılar. Bu yetişkin iki adam, Onları hayat boyunca tanırdım.
Schon seit jeher kenne. Diese zwei erwachsenen Männer, die ich… Sie weinten.
Ama siz gittiğinizde çok ağladılar.
Aber sie weinten, als Ihr nicht da wart.
Ağladılar ve dediler ki,“ Eğer dünyaya yalnızca bunu duymaya geldiysek, memnun olmalıyız.”.
Sie weinten und sagten:„Wenn wir zur Welt kämen, nur um das zu hören, wären wir zufrieden.“.
Hepsi suskunlaşan tanrılar oturup ağladılar;
Die Götter… sitzen da und weinen;
Ve birbirlerini öptüler, birlikte ağladılar, en çok ağlayanı da Davuttu.
Sie… küssten einander und weinten miteinander, David aber am allermeisten.
Dışarı çıkıp Youtubeda ağladılar.
Sie wurden verboten und auf Youtube geweint.
Güzel yemek yediler,güzel bir şarkıya ağladılar, aşık oldular, evlendiler, çocuk sahibi oldular, torun sahibi oldular.
Sie konnten gutes Essen genießen,bei einem schönen Lied weinen, sich verlieben, heiraten, Kinder und Enkel bekommen.
Geçen Noel o gelene kadar ağladılar.
Weihnachten weinten sie, bis sie kam.
Westminster Abbey dışındakiler performans sırasında açıkça ağladılar.
Diejenigen außerhalb der Westminster Abbey weinten offen während der Vorstellung.
İnsanlar, ondan ayrıldıklarında ağladılar.
Seine Angehörigen weinten als er sie verließ.
Komşular gözyaşlarıyla ayrıldılar, ve özellikle çocuklar acı bir şekilde ağladılar.
Und die Nachbarn nahmen Abschied unter Tränen, und vor allem die Kinder weinten.
Kızlarım korkudan saklanıp ağladılar”.
Meine Töchter sind völlig verängstigt und weinen:“.
Onun ağladığını görünce oradakiler de ağladılar.
Als er die Stadt erblickte, weinte er über sie.
Kral ve görevlileri de acı acı ağladılar.
Auch der König und alle seine Diener weinten äußerst bitterlich.
Hava alanında karşıladılar.Büyük buluşma. Bebek gibi ağladılar.
Sie trafen mich am Flughafen,großes Wiedersehen, sie weinten wie Kinder.
İlk gösterimler sırasında izleyiciler ağladılar.
Bei der Aufführung weinten die Zuschauer.
İnsanlar dizlerinin üzerine çöküp ağladılar.
Und weinten. Und die Menschen fielen auf die Knie.
Gitti babanneme sarıldı ve bütün gece beraber ağladılar.
Dann umarmte Ela ihre Schwester, und sie weinten gemeinsam in der Nacht.
Gözlerimin içine baktı ve sadece onları bıraktığımda ağladılar dedi.
Als er sagte: Sie weinten erst, als ich wegging. Jones sah mir in die Augen.
Sonuçlar: 34, Zaman: 0.0268

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca