Akrabalarla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sonra akrabalarla buluşuyoruz.
Çocukluğundan beri, sosyalleşme ve akrabalarla iletişim ihtiyacı var.
Akrabalarla sadece kan bağımız kaldı.
Yaşındayken annem beni akrabalarla yaşamam için gönderdi.
Başka akrabalarla tanışırlarsa, biraz oynayabilir veya biraz koşabilirler.
Menstruasyon hayal ediyorsanız- akrabalarla bir toplantı için bekleyin.
Akrabalarla canlı iletişimi tercih eden ebeveynler ve çocuklar için mükemmel bir çözüm.
Sadece yakın dost ve akrabalarla küçük, samimi bir düğün olmalı.
İçkilerle sunulan tteoka boktteok denir ve komşular ve akrabalarla paylaşılır.
Köpek diğer akrabalarla karşılaştırıldığında orta derecede aktiftir.
May Yengemi arayıp Bay Harringtona… tüm kargaşa bitene kadar Berlinde akrabalarla kalmamı söylemesini söyle.
Adanaya uçuş: Akrabalarla buluşmak, alışveriş yapmak ve kutlamalara katılmak.
Bazı sazan akvaryum balığı türleri yanında muhteşem görünecek ve akrabalarla daha az çatışma yaşanacaktır.
Doğada arkadaş ve akrabalarla iletişim de yararlı olacaktır.
Akrabalarla ilişkiler o kadar ağır olacaktır ki, bir kişi evden çıkma arzusuna sahip olacaktır.
Bazı arkadaşlar ve akrabalarla ilgili harcamalar habersizce gelebilir.
Aynı zamanda, ailede sağlıklı bir atmosfer yaratmak için akrabalarla da bazı çalışmalar yapılmalıdır.
Ve sadece yakın akrabalarla arkadaşlar davet edildi. Düğün sır gibi saklandı.
Hastanın yetersiz davranışı, işte sorunlara, arkadaşlar ve akrabalarla olan ilişkilerin şiddetlenmesine yol açar.
Son zamanlarda akrabalarla bile kimseyle iletişim kurmak istemediğimi fark etmeye başladım.
Oticon pediyatrik danışmanlık araçları, ebeveyn,çocuk ve akrabalarla olan diyalogunuzda sizi desteklemek için hazırlanmıştır.
Bazıları için savaştan sonra akrabalarla birleşme ya da hapishane gardiyanlarının intikamı vardı.
Adana: Kültürel zenginlikleri keşfetmek, akrabalarla buluşmak veya harika kumsallarda rahatlamak.
Ve kendimi sınıf arkadaşlarıyla ve meslektaşlar, profesörler, arkadaşlar,hatta akrabalarla konuşuyor halde buldum. Benim kendi kurallarımı ve kendi niyetlerimi sorgulamaya başladılar.
Herkes akrabalarını kaybetti.
Shelton Laurelde hala akrabalarımız var mı?
Birleşik Devletlerde akrabanız veya arkadaşınız var mı?
Senin akraban Leonard.
Seita, Tokyoda başka akrabalarınız var değil mi?
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine, Davidin çalışma yerine odaklandılar.