AKRABALARLA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Akrabalarla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sonra akrabalarla buluşuyoruz.
Dann werden wir Verwandte treffen.
Çocukluğundan beri, sosyalleşme ve akrabalarla iletişim ihtiyacı var.
Seit der Kindheit, in der Notwendigkeit der Sozialisierung und Kommunikation mit Verwandten.
Akrabalarla sadece kan bağımız kaldı.
Das Blut macht nur Verwandte aus uns.
Yaşındayken annem beni akrabalarla yaşamam için gönderdi.
Als ich zwölf war, schickte meine Mutter mich zu Verwandten.
Başka akrabalarla tanışırlarsa, biraz oynayabilir veya biraz koşabilirler.
Wenn sie andere Verwandte treffen, können sie ein wenig spielen oder ein wenig rennen.
Menstruasyon hayal ediyorsanız- akrabalarla bir toplantı için bekleyin.
Wenn Sie von Menstruation geträumt haben, warten Sie auf ein Treffen mit Verwandten.
Akrabalarla canlı iletişimi tercih eden ebeveynler ve çocuklar için mükemmel bir çözüm.
Eine großartige Lösung für Eltern und Kinder, die eine lebhafte Kommunikation mit Verwandten bevorzugen.
Sadece yakın dost ve akrabalarla küçük, samimi bir düğün olmalı.
Wir halten es klein und intim, mit engen Freunden und Familie.
İçkilerle sunulan tteoka boktteok denir ve komşular ve akrabalarla paylaşılır.
Tteok, das Spirituosen angeboten wird, heißt Boktteok und wird mit Nachbarn und Verwandten geteilt.
Köpek diğer akrabalarla karşılaştırıldığında orta derecede aktiftir.
Der Hund ist im Vergleich zu anderen Verwandten mäßig aktiv.
May Yengemi arayıp Bay Harringtona… tüm kargaşa bitene kadar Berlinde akrabalarla kalmamı söylemesini söyle.
Dass ich Verwandte in Berlin besuche. Ruf May an, sie soll Mr. Harrington sagen.
Adanaya uçuş: Akrabalarla buluşmak, alışveriş yapmak ve kutlamalara katılmak.
Ein Flug nach Adana: Verwandte besuchen, einkaufen und feiern.
Bazı sazan akvaryum balığı türleri yanında muhteşem görünecek ve akrabalarla daha az çatışma yaşanacaktır.
Neben bestimmten Karpfenarten wird Goldfisch spektakulär aussehen und es gibt weniger Konflikte mit Verwandten.
Doğada arkadaş ve akrabalarla iletişim de yararlı olacaktır.
Kommunikation mit Freunden und Verwandten in der Natur wird ebenfalls nützlich sein.
Akrabalarla ilişkiler o kadar ağır olacaktır ki, bir kişi evden çıkma arzusuna sahip olacaktır.
Die Beziehungen zu Verwandten werden so stark, dass eine Person den Wunsch haben wird, ihr Zuhause zu verlassen.
Bazı arkadaşlar ve akrabalarla ilgili harcamalar habersizce gelebilir.
Einige Ausgaben im Zusammenhang mit Freunden und Verwandten könnten unerkannt bleiben.
Aynı zamanda, ailede sağlıklı bir atmosfer yaratmak için akrabalarla da bazı çalışmalar yapılmalıdır.
Gleichzeitig sollten bestimmte Arbeiten mit Verwandten unternommen werden, um eine gesunde Atmosphäre in der Familie zu schaffen.
Ve sadece yakın akrabalarla arkadaşlar davet edildi. Düğün sır gibi saklandı.
Und nur enge Verwandte und Freunde waren eingeladen. Die Hochzeit wurde geheim gehalten.
Hastanın yetersiz davranışı, işte sorunlara, arkadaşlar ve akrabalarla olan ilişkilerin şiddetlenmesine yol açar.
Unzureichendes Verhalten des Patienten führt zu Problemen bei der Arbeit, Verschlechterung der Beziehungen mit Freunden und Verwandten.
Son zamanlarda akrabalarla bile kimseyle iletişim kurmak istemediğimi fark etmeye başladım.
Vor kurzem bemerkte ich, dass ich mit niemandem kommunizieren wollte, nicht einmal mit Verwandten.
Oticon pediyatrik danışmanlık araçları, ebeveyn,çocuk ve akrabalarla olan diyalogunuzda sizi desteklemek için hazırlanmıştır.
Pädakustische Beratungswerkzeuge von Oticonunterstützen Sie beim Gespräch mit Eltern, Kindern und Verwandten.
Bazıları için savaştan sonra akrabalarla birleşme ya da hapishane gardiyanlarının intikamı vardı.
Für einige war es eine Wiedervereinigung mit Verwandten nach dem Krieg oder Rache an den Gefängniswärtern.
Adana: Kültürel zenginlikleri keşfetmek, akrabalarla buluşmak veya harika kumsallarda rahatlamak.
Adana- kulturelle Schätze entdecken, Verwandte besuchen oder an tollen Stränden entspannen.
Ve kendimi sınıf arkadaşlarıyla ve meslektaşlar, profesörler, arkadaşlar,hatta akrabalarla konuşuyor halde buldum. Benim kendi kurallarımı ve kendi niyetlerimi sorgulamaya başladılar.
Ich führte unzählige Gespräche mit Klassenkameraden, Kollegen, Lehrern, Freunden,sogar Verwandten und hinterfragte meine eigenen Prinzipien und Ziele.
Herkes akrabalarını kaybetti.
Jeder verlor Verwandte.
Shelton Laurelde hala akrabalarımız var mı?
Haben wir noch Verwandte in Shelton Laurel?
Birleşik Devletlerde akrabanız veya arkadaşınız var mı?
Haben Sie Verwandte oder Freunde in den Vereinigten Staaten?
Senin akraban Leonard.
Leonard ist deine Familie.
Seita, Tokyoda başka akrabalarınız var değil mi?
Seita, du hast doch noch Verwandte in Tokio?
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine, Davidin çalışma yerine odaklandılar.
Anstatt sich an Freunde oder Verwandte zu wenden, betrachteten sie Davids Arbeitsplatz.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0266

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca