ANLAŞMAZLIKLARI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Streitigkeiten
• Konflikte
• Unstimmigkeiten
• die Meinungsverschiedenheiten
• Streitereien

Anlaşmazlıkları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Hangi anlaşmazlıkları?
Welche Unstimmigkeiten?

Pek başarılı değildir. Ed, anlaşmazlıkları çözmekte.
Konflikte zu lösen war nie die besondere Stärke von Ed.

Anlaşmazlıkları seksle çözerler.
Die lösen Konflikte mit Sex.

Geçmişteki anlaşmazlıkları unutacaksın.
Du kannst vergangene Streitereien vergessen.

Anlaşmazlıkları çözümlemek için zaman ihtiyacı.
Konflikte zu lösen benötigt Zeit.

Birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek.
Streitigkeiten unter mehreren Menschen lösen.

Bu anlaşmazlıkları gözlemliyorum.
Diese Unstimmigkeiten beobachtet.

Hayır, Kongre bütün askeri anlaşmazlıkları onaylamalıdır.
Nein, der Kongress sollte alle militärischen Konflikte genehmigen.

Anlaşmazlıkları çözümlemek için zaman ihtiyacı.
Konflikte zu lösen braucht seine Zeit.

Nükleer endüstrinin uranyum ihtiyacı yeni anlaşmazlıkları beslemektedir.
Der Uranhunger der Atomindustrie schürt neue Konflikte.

Anlaşmazlıkları çözmek veya sorunları gidermek için;
Streitigkeiten beizulegen oder Probleme zu lösen;

Askerim yok. Aileler arasındaki anlaşmazlıkları çözerim.
Ich schlichte Streitigkeiten zwischen den Familien. Ich habe keine Soldaten.

Anlaşmazlıkları çözmek veya sorunları gidermek için;
Um Streitigkeiten beizulegen oder Probleme zu beheben;

Idari mahkemelere vergi anlaşmazlıkları bekleyen Hızlanan çözünürlüğü.
Beschleunigte Auflösung Streitigkeiten anstehende Steuer zu Verwaltungsgerichten.

Anlaşmazlıkları hızlı ve dostane bir şekilde çözmeye hazırız!
Wir sind bereit, Streitigkeiten schnell und freundlich beizulegen!

Oyun aynı zamanda kızgınlıkları, anlaşmazlıkları ve acıları da iyileştirebilir.
Das Spiel kann auch Ressentiments, Unstimmigkeiten und Verletzungen heilen.

Şimdi de anlaşmazlıkları kaba kuvvetle çözmeye çalışıyoruz.
Jetzt versuchen wir, Konflikte mit roher Gewalt zu lösen.

Nakışçılar sıklıkla hançerlerini ilişkin anlaşmazlıkları- hala doğru koymak nasıl.
Embroiderers oft Streitigkeiten über die Dolche- wie sie noch in Ordnung bringen.

Arkadaş edinme, anlaşmazlıkları çözme, cana yakın ve kibar olmak.
Freunde finden, Konflikte lösen, nett und höflich sein.

Çok dikkatli yaşayamaz ve dini ve hukuki meselelerde anlaşmazlıkları kaçınmalısınız.
Sie können nicht zu eng leben und Sie sollten Unstimmigkeiten über religiöse und rechtliche Angelegenheiten vermeiden.

Sınır anlaşmazlıkları, tarihi nedenlerin başında gelmektedir.
Unstimmigkeiten geschichtswissenschaftlich auf den Grund geht.

Eğitim sürecinin konuları arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için yetkili komisyona başvurunuz.
Appell an die Kommission, autorisiert, Streitigkeiten zwischen Themen des Bildungsprozesses zu lösen.

Anlaşmazlıkları saygılı bir dil kullanarak olabildiğince çabuk çözmeli;
Unstimmigkeiten schnellstmöglich und mit respektvoller Ausdrucksweise lösen;

Sosyal becerilerle: Arkadaş edinme, anlaşmazlıkları çözme, cana yakın ve kibar olmak.
Es gibt soziale Kompetenzen: Freunde finden, Konflikte lösen, nett und höflich sein.

Küçük anlaşmazlıkları çözmek için gıda, battaniye gibi şeyleri kullanabilirsin.
Sie haben oft kleine Streitereien um Nahrungsmittel und Decken geschlichtet.

Ne yapacağımı ya da aramızdaki anlaşmazlıkları nasıl iyileştireceğimi bilmiyordum.
Ich wusste nicht, was zu tun ist oder wie man die Meinungsverschiedenheiten zwischen uns zu heilen.

Yani güvenebileceğim birinin, büyük bir kuvvetle bu yerleşime gidip… bu anlaşmazlıkları sona erdirmesini istiyorum.
Also will ich, dass jemand, jemand, dem ich trauen kann, und diese Streitigkeiten beendet.

İklimden kaynaklanan anlaşmazlıkları, örneğin Kenyanın kuzeyinde gözlemlemek mümkün.
Klimainduzierte Konflikte kann man zum Beispiel im Norden Kenias beobachten.

Konuyu araştırıyorlar ve satıcı ile alıcılar arasındaki anlaşmazlıkları çözmenin bir yolunu buluyorlar.
Sie untersuchen die Angelegenheit und finden einen Weg, um die Meinungsverschiedenheiten zwischen Verkäufern und Käufern zu lösen.

Arkadaşlarla tanışırız, anlaşmazlıkları gideririz, işletmeleri duyarız ve haberleri okuruz.
Wir treffen uns mit Freunden, lösen Streitigkeiten, hören Geschäfte und lesen Nachrichten.