Ansızın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Birden, ansızın.
Ansızın Hidrasyon.
Birdenbire, ansızın.
Ansızın bir şans doğmuş.
Ottonun annesi ansızın ölmüştü.
Ansızın kör ve sağır mı kesildin?
Şayet Allahın azabı ansızın yahut.
Sahibi ansızın hareket etti.
Hissettiğim bu şeyler ansızın.
Ansızın, her şey aptalca geldi!
Zor oldu nefes almak Ama ansızın.
Bir gün ansızın salgın patlak verdi.
Eğer Allahın azabı ansızın ya da açıkça.
Ansızın böyle saygı görmek çok hoş!
Tek bildiğim, ansızın seviyorum seni.
Ansızın kendimi yenilmez hissettim. Evet.
Bir hafta sonu, ansızın eve geldim.
Evet. Ansızın, durduk yere bizi terk etmeden önce.
Hiç ummuyordum… Seni böyle ansızın görmeyi.
En güzeli de ansızın gelen mutluluktur.
Ansızın Teğmen Blandfordun yüreği ağzına geldi.
Jackson davasını araştırdım,'' dedim ansızın.
Leonardo ansızın mutsuz ve huzursuz oldu.
Beklerim senden.- Geleceği tahmine ansızın bu ilgi neden?
Neden ailesi ansızın bulunmasını istiyor peki?
Ve onlarla uğraşırken de, Yürüyenler ormandan çıktılar… ansızın biri çıktı.
Sanki Eli ansızın artık babasız kalmış gibi oldu.
İzleyicilerden bir kız, biraderlerimizden birine ansızın bir bira verir.
Ansızın patlayan kapkeki neden icat etmiştim ki?
Tüm bu şan şöhret ansızın utanç ve aptallığa dönüşürdü.