Bir hikâyedir Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Gerçek bir hikâyedir.
Gerisi şöyle veya böyle bir hikâyedir.
Der rest ist Geschichte so oder so.Aşk bir hikâyedir.
Liebe ist eine Geschichte.Evet.- Eminim güzel bir hikâyedir.
Die Geschichte ist sicher gut. -Ja.Ein Chanson, das ist eine Geschichte, aber das Publikum muss daran glauben können.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
başka bir hikayegerçek bir hikayebütün hikayeyikomik bir hikayegerçek hikayesiuzun bir hikâyeaynı hikayeilgili bir hikayeilginç bir hikayeeski bir hikaye
Daha
Her cümle bir hikâyedir.
Jeder Satz ist eine Geschichte.Gözün gördüğü her şey bir hikâyedir.
Um alles, was Sie sehen, ist eine Geschichte.Bazen bir hikâyedir.
Manchmal ist es eine Geschichte.Ama geçmiş, olmuş bir hikâyedir.
Bir hikâyedir. Bu arada, sert materyaller aracılığıyla anlatılan bir hikâyedir.
Es ist eine Geschichte. Übrigens ist es eine Geschichte, die durch ihre unnachgiebigen Materialien erzählt wird.O unutulmuş bir hikâyedir.
Es ist vergessene Geschichte.Ufak parçalardan oluşan engin ve daima değişen bir hikâyedir.
Er ist eine lange und wechselvolle Geschichte voller kleiner Einzelteile.Her hastalık Bir Hikâyedir.
Jede Krankheit hat eine Geschichte.İşte bu bir aşk hikâyesi, her şeyden önce, bir hikâyedir.
Eine Liebesgeschichte ist vor allem erst mal eine Geschichte.Yıkıldım,'' bir hikâyedir.
Ich bin pleite.” ist eine Geschichte.Bu arada, sert materyaller aracılığıyla anlatılan bir hikâyedir.
Übrigens ist es eine Geschichte, die durch ihre unnachgiebigen Materialien erzählt wird.Evet.- Eminim güzel bir hikâyedir.
Ja. -Die Geschichte ist sicher gut.İşte bu da, bazı şeylerin an gelip de kucağına düşmesiyle ilgili bir hikâyedir.
Das war eine Geschichte darüber, dass Bilmem, belki eski bir hikâyedir.
Keine Ahnung. Alte Familiengeschichten.Belki kendi yüzünü görür veyaşlı adam sadece uydurduğu bir hikâyedir.
Vielleicht sieht er auch nur sein eigenes Gesicht, undder alte Mann ist eine Geschichte, die er erfunden hat.Ben değilsem korkunç bir hikâyedir.
Wenn das nicht ich bin, ist die Geschichte blöd.Kayıp bir çocuk… bitmesine asla izin verilmeyen bir hikâyedir.
Ein verlorenes Kind ist eine Geschichte, die niemals ein Ende findet.Eminim çok sıkıcı bir hikâyedir.
Ich wette, diese Geschichte ist ziemlich langweilig.Ve orada artık aşk da sadece bir hikâyedir.
Dann ist ihre Liebe nur noch Geschichte.Bu zamanın kendisi kadar eski bir hikâyedir.
Es ist eine Geschichte, die so alt ist wie die Welt.Ve bence mimari gerçekten budur. Bir hikâyedir.
Ich denke, dass die Architektur genau das eigentlich ist. Es ist eine Geschichte.Benim bir hikâyem var.
Ich hätte da eine Geschichte.Bazen bir hikaye sadece bir hikayedir, bayan Mills.
Manchmal ist eine Sadece bir hikayeydi.
Das war eine Geschichte.Ama senin de bir hikayen vardır, değil mi?
Aber du hast wohl deine eigene Geschichte, richtig?
