BIR KABUSUN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Bir kabusun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bir kabusun içindeyim.
Ich bin in einem Alptraum.
Her şeyi kaybettin, bir kabusun içindesin3.
Du hast alles verloren und lebst in einem Albtraum.
Bu bir kabusun çocuğu.
Er ist das Kind eines Alptraums.
O diske dokunduğumdan beri bir kabusun içindeyim.
Seit dieser Diskette stürze ich von einem Albtraum in den nächsten.
Coyote bir kabusun içinde.
Und Coyote durchlebt einen Albtraum.
Eğer o bisiklete binmezsen, yeni bir kabusun daha olacak.
Wenn du nicht aufs Fahrrad steigst, dann verpasse ich dir noch einen Albtraum.
Ama bir kabusun içinde yaşıyorsun.
Aber jetzt lebst du in einem Albtraum.
O diske dokunduğumdan beri bir kabusun içindeyim. Yoruldum artık.
Seit ich die Diskette habe, erlebe ich einen Albtraum nach dem anderen.
Bir kabusun içinde yaşamak gibiydi. UyanıImayan.
Es ist wie ein Albtraum ohne Erwachen.
Güzel bir rüya tasvir edip bir kabusun içine soktun beni.
Du hast einen herrlichen Traum beschrieben, mich aber in einen Alptraum gesteckt.
Bir kabusun içinde yaşamak gibiydi. Uyanılmayan.
Es ist wie ein Albtraum ohne Erwachen.
Ama sonra veba ortaya çıktı ve bilinçli olarak beni bir kabusun ortasında bıraktın.
Aber dann kam die Pest und du ließt mich mit einem Albtraum allein.
Uyanılmayan… bir kabusun içinde yaşamak gibiydi.
Es ist wie ein Albtraum ohne Erwachen.
Efsunlu saatlere veya yağmurlu, kasvetli gecelere mahsus olmayan bir kabusun… 1.
Sie sehen den ersten Akt des Szeneanfangs eines Alptraums,… der sich nicht nur auf Geisterstunden.
Kim öyle bir kabusun gerçek olmasını ister ki?
Ich meine, wer würde wollen, dass solch ein Alptraum real ist?
Herkes için mümkün olduğunca çok meyve kesmek zorunda olduğunuz bir kabusun içindesiniz.
Du bist in einem Albtraum, in dem du so viele Früchte wie möglich für alle hacken musst.
Bir kabusun içinde ve daha kötüsü… sinirini benden çıkarıyor.
Es ist ein Albtraum mit ihm, und am schlimmsten ist, er lässt es an mir aus.
Efsunlu saatlere veya yağmurlu, kasvetli gecelere mahsus olmayan bir kabusun 1. perdesinin 1. sahnesini görüyorsunuz.
Sie sehen den ersten Akt des Szeneanfangs eines Alptraums, der sich nicht nur auf Geisterstunden und düstere Regennächte beschränkt.
Söylemem gerekiyor, bu sabah buraya gelmem yıllar önce düşünmeyi bıraktığım bir kabusun tam ortasında uyanmak gibiydi.
Ich muss Ihnen sagen, heute Morgen hier reinzugehen, war wie mitten in einem Albtraum aufzuwachen, von dem ich dachte, dass er vor langer Zeit endete.
Söylemem gerekiyor, bu sabah buraya gelmem yıllar önce düşünmeyi bıraktığım bir kabusun tam ortasında uyanmak gibiydi.
Den ich schon sehr lange hinter mir geglaubt hatte. als ich heute Morgen hier ankam, war das, als würde ich Ich muss Ihnen sagen, mitten in einem Albtraum aufwachen.
Sadece bir kabustu.
Es war nur ein Albtraum.
Bu bir kâbus olmalı.
Das muss ein Albtraum sein.
Bu bir kabustur.
Das ist ein Albtraum.
Bir kâbustu.
Einen Albtraum.
Herşey bir kabus.
Alles ist ein Albtraum.
O kadın bir kâbus gibiydi.
Die Frau ist ein Albtraum.
Bu bir kabus ya da ben öldüm.
Albtraum habe oder dass ich tot bin.
Sadece bir kabus.
Das war nur ein Albtraum.
Sanki bir kabus gibi.
Es war wie ein Albtraum.
Tam bir kâbustu amına koyayım.
Es war ein Albtraum.
Sonuçlar: 34, Zaman: 0.0469

Farklı Dillerde Bir kabusun

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca