BIR KASABADA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• in einer Stadt
• in einer Kleinstadt
• einem Kaff
• Dorf

Bir kasabada Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bir kasabada.
In einer Stadt.

Kearney diye bir kasabada.
In einer Stadt namens Kearney.

Oyun bir kasabada başlıyor.
Der Spieler beginnt zunächst in einer Stadt.

Gregor, Arles adlı bir kasabada.
Gregor ist in einer Stadt namens Arles.

Ona yakin bir kasabada yasiyor.
Er lebt in einer Stadt in ihrer Nähe.

Bir kasabada üç çocuk acımasızca öldürülür.
In einer Kleinstadt werden 3 Jungen brutal ermordet.

Meksikada bir kasabada.
In einer Stadt in Mexiko.

Bir kasabada çok zengin bir adam varmış.
In einer Stadt lebte ein reicher Mann.

Ona yakın bir kasabada yaşıyor.
Er lebt in einer Stadt in ihrer Nähe.

Sakladığı bir çocuk var küçük bir kasabada.
Sie hält ein Kind versteckt In einer Stadt.

Ben de böyle bir kasabada büyüdüm.
Ich bin in so einem Kaff aufgewachsen.

Seni bir kasabada bırakıp meslek sahibi yapmamak yanlış oldu.
War vielleicht ein Fehler, dich nicht in der Stadt zu lassen.

Hiç tanımadığı bir kasabada kalakalmış.
Er kannte sich in der Stadt nicht aus.

Böyle bir kasabada, herkes birbirini tanır.
In einer Stadt wie dieser kennt jeder jeden.

Ben Quahog denen küçük bir kasabada doğdum.
Ich wurde in einer Stadt namens Quahog geboren.

Küçük bir kasabada çocuğunu saklıyormuş.
Sie hält ein Kind versteckt In einer Stadt.

Sence o hala… Ben de böyle bir kasabada büyüdüm.
Ich bin in so einem Kaff aufgewachsen, okay?- Na ja.

Böyle bir kasabada Meksikalı bir kadın olmak!
Mexikanerin in solch einer Stadt zu sein!

Lisieux adında bir kasabada doğmuş.
Sie kommt ursprünglich aus einer Stadt namens Lisieux.

Bir kasabada iki tane olabilecek bir sürü efsane vardır.
Es gibt so viele Legenden, dass es pro Stadt zwei geben kann.

Güney Indianadaki bir kasabada büyümüştü.
Sie wuchs in einer Kleinstadt in Süd-Indiana auf.

Gereksiz olmadığını düşünmeliydim. ancak, Sabastian Limanı gibi bir kasabada korumaların.
Ich dachte allerdings, in einer Stadt wie Port Sebastian.

Kötülüğün olmadığı bir kasabada yaşadığımızı mı sanıyorsun?
Du denkst, wir leben in einer Stadt ohne Übel?

Güneyli bir kasabada Güneyli bir askerin kemiklerini yakacağız?
Knochen eines Soldaten der Konföderierten in einer Stadt voller Hinterwäldler verbrennen?

Nathanville civarından bir kasabada büyüdüm.
Ich bin in der Stadt neben an aufgewachsen, Nathanville.

Bunun böyle bir kasabada uygulanabileceğinden emin değilim.
Ich glaube nicht, dass das auf eine Stadt wie diese zutrifft.

Indiananın güneyindeki bir kasabada büyüdü.
Sie wuchs in einer Kleinstadt in Süd-Indiana auf.

Güzel sakin bir kasabada, küçük dükkanlar, yakın otobüs durağı merkezinde.
In der Mitte eines schönen, ruhigen Dorf, kleinen Geschäfte, in der Nähe von Bushaltestelle.

Birkaç yıl önce Teksasda bir kasabada bulmuştuk. Evet.
Ja. Wir haben ihn in einer Stadt in Texas aufgelesen.

Ben de böyle bir kasabada büyüdüm… gösteriş yapmaya başlayan bir kız varsa bundan asla vazgeçmez.
Dieser Mädchentyp existiert überall. Ich bin in so einem Kaff aufgewachsen.