BIR KRIZ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Krise
• Anfall
• Krisen

Bir kriz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bir kriz var.
Es gibt eine Krise.

Bu sahte bir kriz değil.
Es ist keine falsche Krise.

Bir kriz geliyor.
Eine Krise kommt.

Her çift bir kriz yaşar.
Jedes Paar geht durch Krisen.

Bir kriz geliyor.
Es kommt eine Krise.

Her gün başka bir kriz çıkıyor.
Krisen gibt es jeden Tag.

Bu bir kriz değil.
Es ist kein Anfall.

Yönetmem gereken bir kriz var.
Ich habe eine Krise zu managen.

Bu bir kriz değil.
Das ist keine Katastrophe.

Kahretsin Charles. Bu bir kriz.
Verflixt, Charles, das ist eine Krise.

Bir kriz geliyor, John.
Eine Krise naht, John.

Ama bu bir kriz değil.
Es ist eine Niederlage, keine Krise.

Bir kriz yeter şimdilik.
Eine Krise reicht erst mal.

Öyleyse bir kriz içindesin.
Dann stecken Sie in einer Krise.

Bir kriz geliyor- Neden?
Eine Krise steht bevor,- Warum?

Kim tarafından? Bir kriz yaklaşıyor.
Von?- Es kommt eine Krise.

Bu bir kriz, değil mi?
Das ist eine Krise, oder?

Her zaman bir yerde bir kriz vardır.
Immer gibt es irgendwo eine Krise.

Bu bir kriz değil Barbara.
Das ist keine Krise, Barbara.

Daha önce bir kriz yaşadım.
Ich hab schon mal eine Krise durchgemacht.

Bir kriz olursa beni arayın.
Ruf mich an, wenn du'ne Krise hast.

Bu mistik, dini ve geleneksel bir kriz.
Das ist eine mystische, religiöse und traditionelle Krise.

Batman, bir kriz yaşanıyor.
Batman, eine Krise.

Sonuçta dünyadaki her kıyı şehrini tehdit eden bir kriz.
Diese Krise bedroht letztendlich jede Küstenstadt der Welt.

Bu bir kriz değil.
Es ist keine Krise, sondern eine Gelegenheit.

Dakikalar sonra Mulder bir kriz daha geçirir.
Einen Moment später erlebt Mulder wieder einen Anfall.

Böyle bir kriz her zaman insanların iyi yanlarını ortaya çıkarmaz.
Solche Krisen bringen nicht immer das Beste in Leuten hervor.

New Yorkluları hiçbir şey bir kriz gibi birleştiremez.
Nichts vereint New Yorker besser als eine Krise.

Bir kriz daha geçirirsen ve bu ilacı içmezsen ölebilirsin.
Wenn du noch einen Anfall hast und wir haben diese Medizin nicht, könntest du sterben.

Her kampanyanın bir kriz noktası vardır.
Deshalb gibt's immer einen Alternativplan. Jede Kampagne hat Krisen.