Bir trene Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Onu bir trene bindir.
Lorenz sivrisineklerini bir trene saldı.
Bir trene yetişmem gerek.
Hepimizi bir trene doldurdular.
Bir trene atlayıp, düşünüyorum gitmeyi.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Daha
Çünkü Kevinin babası bir trene binip gitmişti.
Bizi bir trene bindirdiler.
Belki bu günlerde ben de bir trene atlarım.
Bizi bir trene bindirdiler.
Kim bilir? Belki bu günlerde ben de bir trene atlarım.
Sanki bir trene binecekmişiz gibi!
İstasyondan ayrılmış bir trene nasıl binebilirsin ki?
Binip bir trene çıkmışlardır yola.
Dinle bak, sana biraz para verip bir trene koyacağım.
Bir trene atlayıp Kanadaya gidecek, hayatını yaşayacaksın.
Keşke şu an bir trene atlayıp yok olabilsem.
Bir trene atlayıp gelmeni ve benimle şehirde buluşmanı istiyorum.
Belki bir gün bir trene senin adını verirler.
Uygulamalar seyahatte önce indirmeniz gerekir: Bir trene Netflix ve soğuk!
Aceleyle bir trene biner. Bir adam.
Hepsini bir trene koydu ve tonla muhafız kiraladı.
Birlikte tutuklanarak bir trene bindirilip sürgün edilmiş.
Eğer bir trene biniyorsanız, Bu öğleden sonra Huntsvilleden bir kişi ayrıldı.
Duygusallik yapma. Sadece bir trene binip sonsuza kadar gidecegim.
Sadece bir trene binip sonsuza kadar gidecegim.
Onu terk ettiğim gün… bir trene bindim ve Avrupaya gittim.
Beni bir trene bindirdi. Küçük bir kızken, babam.
Onu terkettiğim gün… Bir trene bindim ve Avrupayı boydan boya katetdim.
Sadece bir trene binip sonsuza kadar gideceğim. Duygusallık yapma.
Bizin olmadığımız bir trene binsen iyi olur İstanbul'' a vardığımızda.