BIRLEŞEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Kombiniert
• vereint
• fusionierte

Birleşen Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ittihad eden: birleşen.
Violet Eden: Vereint.

Birleşen iki hayat.
Der Zusammenschluss zweier Leben.

Ve mümkünse çocuklardan birleşen.
Kinder sollen wenn möglich zusammenbleiben.

Birleşen ve kapatılan belediyeler.
Enklaven und geteilte städte.

En üst düzeyde birleşen gelenek ve modernlik.
Tradition und Moderne vereint auf höchstem Niveau.

Birleşen işçiler yenilmez!
Vereinigte Arbeiter sind unschlagbar!

Bu çalışmanın sonunda da 6 şarkıdan birleşen.
Am Ende stutzte man das Set dann auf sechs Songs zusammen.

Birleşen elleriniz hiç ayrılmasın??
Beiden Hände jemals zusammenkommen?

Güçlü değerler etrafında birleşen global bir ekibiz.
Wir sind ein globales Team, verbunden durch starke Werte.

Arp 194: Birleşen Galaksi Grubu.
Arp 194: Verschmelzende Galaxiengruppe.

Mahatma Gandi şöye demiştir:'' Dinler aynı noktada birleşen farklı yollardır.
Mahatma Gandhi:“Die Religionen sind verschiedene Wege, die im gleichen Punkt münden.

Birleşen Erbosan işçileri yenilmezdir!”.
Vereint sind die Bergarbeiter nicht zu besiegen!".

Eski sevgilisiyle birleşen sırf ben değilim, değil mi Sensei?
Nicht nur ich komme wieder mit einer Ex zusammen, was, Sensei?

Birleşen dudakları, her zamankisinden daha başka bir şekilde öpüşüyordu.
Aurls dünne Lippen zogen sich noch mehr zusammen als sonst.

NEOPLAN: inovatif güvenlikle birleşen ayrıcalıklı yolculuklar.
NEOPLAN: Exklusives Reisen gepaart mit innovativer Sicherheit.

Dört Birleşen, Bir Sistem: Yeni Otomasyon Teknolojisi.
Vier Komponenten, ein System: New Automation Technology.

Savaşı durdurmak için birleşen altı kabile vardı.
Es gab sechs Stämme, die sich vereinigten, um den Krieg zu beenden.

Neden 10: Birleşen Excel ve Access ile SharePoint teknolojileri.
Grund 10: Kombinieren von Excel und Access mit SharePoint-Technologien.

İki elin de yarısına çizilen ve birleşen kalp aynı şeyi tamamlar.
Ein Herz, das an beiden Händen halb gezeichnet ist und das Verbinden, macht dasselbe aus.

Birleşen şirketler dünya çapında faaliyet gösterme imkanına sahip olacaktır.
Das fusionierte Unternehmen wird in der Lage sein, weltweit tätig zu sein.

Yılında İşçi Partisiyle birleşen parti Bulgar İşçi Partisi adını aldı.
Vereinigte sich die Partei mit der Arbeiterpartei zur Bulgarischen Arbeiterpartei.

Birleşen portföyde sadakat programlarının hiçbirine katılmayan oteller var mı?
Gibt es Hotels im kombinierten Portfolio, die an keinem der Treueprogramme teilnehmen?

Hücreler artık tamamen birleşen görünmelidir ve kanal artık kullanıma hazırdır.
Zellen sollte nun erscheinen vollständig konfluenten und der Kanal ist jetzt einsatzbereit.

Bu uçan payanda da, o küçük gövdeden çıkıp ana gövdeye doğru büyüyen ve yine onunla birleşen bir dal haline gelmiş.
Dieser Bogen ist ein Ast des kleinen Stammes da, der zum Hauptstamm zurückkehrt und mit ihm verschmilzt.

Pozitif düşünce ile birleşen pozitif eyleminiz başarıyla sonuçlanır Shiv Khera.
Dein positives Handeln in Verbindung mit positivem Denken führt zum Erfolg.“- Shiv Khera.

Kalp atışlarının ve kan basıncının artmasıyla birleşen bu acı ölüme yaklaşma hissi verir.
Der Schmerz, zusammen mit einem Anstieg von Puls und Blutdruck, erzeugt ein Gefühl des drohenden Untergangs.

Elektrikle birleşen asitlik ve tuzluluğun bijonu aşındıracağını umuyorum.
Ich hoffe, die Säure und der Salzgehalt, kombiniert mit dem Strom, wird die Radmutter zersetzen.

Bir tasarımın unsurları, bir hikaye anlatmak için birleşen hareketli parçalar olarak görülmelidir.
Die Elemente eines Designs sollten als bewegliche Teile betrachtet werden, welche sich verbinden, um eine Geschichte zu erzählen.

K2700 ile birleşen benzer bir Kore arabası, Hyundai HD-65( Hyundai Mighty).
Ein ähnliches koreanisches Auto, kombiniert mit dem K2700, ist der Hyundai HD-65(Hyundai Mighty).

Handspring başkanı ve baş ürün sorumlusu Jeff Hawkins, birleşen şirket için baş teknoloji sorumlusu olacak.
Jeff Hawkins, Chairman und Chief Product Officer von Handspring, wird Chief Technology Officer für das fusionierte Unternehmen.