BOŞALTILMIŞ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Sıfat
wurden geleert
entladene
boşaltılmış
war ausgeräumt

Boşaltılmış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Boşaltılmış görünüyor.
Sieht verlassen aus.
Köylerdeki ambarlar boşaltılmış.
Die Dörfer stehen leer.
Kendimi boşaltılmış hissettim.
Ich fühlte, wie ich geleert.
Bütün hesaplar boşaltılmış.
Alle Konten sind leergeräumt.
İçi boşaltılmış. Kaya kadar sert.
Von innen ausgehöhlt, hart wie Stein.
Combinations with other parts of speech
Hesapların yarısı boşaltılmış.
Hälfte der Konten ist leer.
Bölgenin boşaltılmış olması gerekir.
Das Gebiet sollte evakuiert werden.
Göğsü yanmış ve boşaltılmış.
Brust verbrannt und eingedrückt.
Çekmeceler boşaltılmış.- Tamam.
Ok. Diese Schubladen wurden geleert.
Yaklaşık altı hafta önce de boşaltılmış.
Und seit sechs Wochen ist es leer.
Organın boşaltılmış hacmini bulun( V).
Finden Sie das unbeladene Volumen der Orgel(V).
Bütün hesaplar boşaltılmış.
Jedes einzelne Konto wurde gelöscht!
Bu boşaltılmış yapılandırma bölüm 8de kullanılan konfigürasyon olacaktır.
Diese entladene Konfiguration wird in Abschnitt 8 verwendet.
Binanın geri kalanı boşaltılmış.
Der Rest vom Ort war ausgeräumt.
Bizim odada çöp kutusu boşaltılmış ve içinde çürük meyve vardı olmasaydı.
Der Papierkorb in unserem Zimmer war nicht geleert worden und hatte faule Frucht in sie.
Hesap iki saat sonra boşaltılmış.
Es wurde zwei Stunden später geleert.
Cepleri boşaltılmış ama cüzdanı ve cep telefonu yakınlarda bulunmuş.
Aber Geldbeutel und Handy wurden in der Nähe gefunden. Nein, seine Taschen wurden geleert.
Cüzdanı ve cepleri boşaltılmış.
Ihr Portemonnaie und ihre Taschen wurden geleert.
NOT: Önceki boşaltılmış geometri tamamen nitel görsel ipuçları ile belirlenmiştir.
HINWEIS: Die vorherige entladene Geometrie wurde durch visuelle Hinweise bestimmt, die rein qualitativ sind.
Chuck, benim. Mekân boşaltılmış.
Chuck, ich bin's. Dieser Ort ist unbewohnt.
Boşaltılmış geometriyi bulma: Organı gererek organın duvarının gerilimiçinde olmamasını sağlar.
Finden der entladenen Geometrie: Dehnen Sie die Orgel, damit die Wand der Orgel nicht in Spannung ist.
Geldiğimizi öğrenmiş olmalılar.Gemi boşaltılmış.
Sie wurden gewarnt.Das Schiff ist leer.
Sardalya, yağda konserve, boşaltılmış, 2 sardalye 46 12.
Sardinen, in Öl eingelegt, abgetropft, 2 Sardinen: 46 IE.
Elektronikler, mücevherler… kasası bile boşaltılmış.
Elektronik, Schmuck, sogar der Safe ist leer.
Boşaltılmış bir evinin olduğunu söylediler. Sherlockum babasının şirketinin 6 ay önce.
Einen Antrag auf Umbaugenehmigung einer Wohnung in Brooklyn. Die Firma von Holmes' Dad stellte vor ungefähr sechs Monaten.
Hırsızlar çetesi bir elektronik saklamak boşaltılmış( Ekvador).
Bande von Dieben geleert eine Elektronik-Geschäft(Ecuador).
Boşaltılmış, buğulanmış, susamla tat verilmiş fondü kıvamına getirilip tarlakuşu kusmuğuyla süslenmiş.
Sie werden geleert, gedünstet, mit Sesamkörnern gewürzt… in Fondue getaucht und abgeschmeckt mit Lerchenkotze.
Sanki bizim geleceğimizi biliyormuş gibi, ofisi boşaltılmış.
Sein Büro war leer, als hätte er gewusst, dass wir kommen.
Banka hesapları boşaltılmış, kredi kartların limitleri dolmuş. Günler öncesinden toparlanıp gitmeye hazırlanmış olmalı.
Das Konto ist leer geräumt, die Kreditkarten ausgeschöpft, sie muss seit Tagen ihren Abgang vorbereitet haben.
Sanki bizim geleceğimizi biliyormuş gibi, ofisi boşaltılmış.
Sein Büro war ausgeräumt, als wusste er, dass wir kommen würden.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.0403

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca