CANLI CANLI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Sıfat
lebendig
canlı
diri
sağ
hayat
yaşadığımı
lebendigem
canlı
diri
sağ
hayat
yaşadığımı

Canlı canlı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hepsi canlı canlı oynanıyor.
Alles ist live gespielt.
Temperance Brennan veJack Hodgins, canlı canlı gömüldü.
Temperance Brennan undJack Hodgins wurden lebendig begraben.
Biz canlı canlı şarkı söylüyoruz.
Und wir singen live.
Böcekler beni canlı canlı yiyor.
Die Insekten fressen mich lebendig.
Biz canlı canlı şarkı söylüyoruz.
Dabei singen wir live.
Çünkü orada canlı canlı oynuyorlar.
Nur dass sie dort live gespielt werden.
Canlı canlı gömüldü. Psikopatlar.
Lebendig begraben. Psychopathen.
Onları canlı canlı gömdüm!
Ich habe sie lebendig begraben!
Canlı canlı derileri yüzülecek!
Sie werden bei lebendigem Leib gehäutet!
İnsanları canlı canlı yemek mi?
Menschen lebendig fressen?
Onu canlı canlı pişirecekler miydi?
Wollten sie ihn bei lebendigem Leib kochen?
Herkes televizyonlardan canlı canlı seyrederler.
Alle sind live im TV zu sehen.
Jane canlı canlı gömülmüş.
Jane wurde lebendig begraben.
Böylece gelişmeleri canlı canlı görebilirdik.
Wir könne also der Evolution live zuschauen.
Beni canlı canlı yiyorlar.
Ich werde lebendig gefressen.
Sevdiğin biri, canlı canlı gömüldü.
Jemand, den du liebst, ist lebendig begraben.
Yoksa canlı canlı izlemeyi mi tercih edersin?
Oder lieber live zusehen?
Festivale yetişirde canlı canlı görürüz umarım.
Davor ist Ilgen-Nur bei Festivals live zu sehen.
Canlı canlı maç izlemek çok büyük zevk.
Es ist ein Vergnügen, das Spiel live zu verfolgen.
Psikopatlar. Canlı canlı gömüldü.
Lebendig begraben. Psychopathen.
Canlı canlı yakıldığımda beni iyileştirmişti mesela.
Heilte mich, als ich bei lebendigem Leib verbrannt wurde.
Ari Spyros, canlı canlı ve karşımda.
Ari Spyros, live und höchstpersönlich.
Onu canlı canlı yerlerdi. Sen söylemiştin.
Sie hätten ihn lebendig zerfleischt. Es waren deine Worte.
İşte nihayet canlı canlı izleyecektim!
Nun musste ich mir das endlich live ansehen!
Seni canlı canlı yiyeceğim!
Ich werde dich lebendig aufessen!
Hayır! Bizi canlı canlı yiyecekler! Hayır!
Nein! Nein! Sie werden uns lebendig fressen!
Eğer canlı canlı görmek isterseniz.
Wenn sie live sehen wollen.
Burada birinin canlı canlı yakıldığını söyle.
Sag ihnen, dass hier jemand lebendig verbrannt wurde.
Alison canlı canlı gömülmüş.- Aria.
Aria, Alison wurde lebendig begraben.
Nicholas, Elizabethin canlı canlı, gömülmüş olabileceğine inanıyor.
Nicholas glaubt, dass Elizabeth lebendig begraben wurde.
Sonuçlar: 404, Zaman: 0.021

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca