Cazibesinin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Cazibesinin bir kısmı bu.”.
Ama, bu onun cazibesinin bir parçası.
Kız hala Finiisral safhasında,cinsel cazibesinin doruğunda.
Ama bu cazibesinin bir parçası.
Tentenin sınırsız görünen cazibesinin kaynağı nedir?
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Bu onun cazibesinin bir parçası.
Ve… Eğer alet çalışmazsa, ben depatentli Magnus cazibesinin kullanırım.
Ama bence bu cazibesinin bir parçası.
İklim değişiminin yoğun risklerinin anlayış derinliği henüz yok. Ne yapabileceğimizin cazibesinin.
Yalnızca şehrimizin cazibesinin bir parçası.
Şehrin tarihi cazibesinin çoğu, Kraliyet Sarayının bulunduğu Gamla Standa korunmaktadır.
Açıkçası bu sözcüğün cazibesinin ne olduğunu anlayamıyorum.
Oscar kazanan, cazibesinin, kadının ve güzelliğin tüm parlaklığında fotoğraflarda görünüyor.
Charis Atlas Heelan tarafından Kumar sadece kumarhane cazibesinin bir kısmını oluşturur.
Bundan sonra, taşlar cazibesinin ötesinde hiçbir amaca hizmet etmiyordu.
Ayarlar cazibesinin alt kısmında, Hoparlörler de dahil olmak üzere çeşitli simgeleri göreceksiniz.
Bu arada naçiz caziben beni beş yıl öncesine kadar etkiliyordu, dikkat et.
Karanlığın cazibesini hafife alma Stefan.
O kadar da caziben yok kaltak karı.
Billynin cazibesi buydu.
Cazibe yeterince güçlüyse, yaşamak için ne yaptığınız önemli değil.
Senin caziben bile tüm savaşları kazanamaz.
Her ikinizin de cazibesi, müşterilere doğrudan kendi evlerinde hizmet veriyor.
Vonnie, Bobbynin cazibesine ve sevgi dolu ilgisine yenik düşmeye başladı.
Çalışmanın Arkadaşlar Arasındaki Cazibe Daha Fazla Yük Olduğunu Söyledi.
Tek yapmamız gereken Tedin cazibesini yatak odasına taşımasını beklemek. Bunu bilmiyorlar.
( Kadın cazibe için kişisel 10 puanlık ölçek anlamına gelir.).
Kadınların cazibesine direnme konusunda oldukça uzun süre deneyim kazandım.
Bir İlişkide Fiziksel Cazibe Neden Önemli?
Onun cazibesi de bu.