CESARETLENDIRIYOR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• ermutigt
• ermuntern

Cesaretlendiriyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bolan cesaretlendiriyor.
Bolan auch.

Bu öyküler bizleri cesaretlendiriyor.
Diese Geschichten inspirieren uns.

Bunu cesaretlendiriyor olmalıyız!
Wir sollten das unterstützen.

Şimdiye kadar olan sonuçlar cesaretlendiriyor.
Die Ergebnisse sind ermutigend.

Diğerlerini cesaretlendiriyor.
Ermutigt die anderen.

Kendime bunu söylemek… beni güçlendiriyor… cesaretlendiriyor.
Es macht mir Mut.

Amcası onu cesaretlendiriyor.
Sein Onkel ermutigt ihn noch.

Sürekli bizi yeni şeyler yapmak için cesaretlendiriyor.
Sie ermutigt uns immer zu neuen Sachen.

Bilirsiniz, bu beni cesaretlendiriyor.
Wissen Sie, das ist ermutigend für mich.

Bu da seni onların hayatlarına aşırı karışmak için cesaretlendiriyor.
Das ermutigt dich dazu, sich übermäßig in ihre Leben einzumischen.

Yıldızlar sizi büyük işler için cesaretlendiriyor, o yüzden çekinmemelisiniz.
Die Sterne ermuntern Sie zu großartigen Taten, Sie brauchen sich also nicht zurückhalten.

O gerçekten mutlu, yeni profesörü çok iyi, ve onu yazması için cesaretlendiriyor.
Ihr Professor ist toll und ermutigt sie beim Schreiben.

Böylesine güzel övgüler cesaretlendiriyor beni!
Ein so schönes Lob beflügelt mich!

Dünyanızdaki öğretmenler, sizin ki de dahil, sizleri kalplerinizi sevginin ruhuna açmanız için cesaretlendiriyor.
In eurer Welt ermutigen euch Lehrer, einschließlich eurer eigenen, euer Herz dem Geist der Liebe zu öffnen.

Birçok insan beni bu konuda cesaretlendiriyor”.
Viele andere ermuntern mich dazu.».

Sivil toplum programı Medialab-Prado genç insanların üretmesini, eğitim görmesini ve dijital kültürü yaymasını cesaretlendiriyor.
Sein gemeinnütziges Programm Medialab-Prado animiert junge Menschen dazu, digitale Kultur zu schaffen, zu studieren und zu verbreiten.

Onun bu istekliliği bizi de cesaretlendiriyor.
Diese Bereitschaft ermutigt uns auch.

Uluslararası toplumun sessizliği İsrail saldırganlığını cesaretlendiriyor.
Das Schweigen der internationalen Gemeinschaft ermutigt Israel zur Aggression.

Insanlari cevap vermek için cesaretlendiriyor.
Die Leute dazu ermutigt, zu antworten.

Uluslararası toplumun sessizliği İsrailin saldırganlığını cesaretlendiriyor.
Das Schweigen der internationalen Gemeinschaft ermutigt Israel zur Aggression.

Ve siz izleyenler, sizi kim cesaretlendiriyor?
Und an alle, die zusehen: wer unterstützt euch?

Malia Obama, Ryan Reynolds ile görüşmesinde ablası Sashayı cesaretlendiriyor.
Malia Obama ermutigt Schwester Sasha in einem Treffen mit Ryan Reynolds.

Mort tekrar başlamam için beni cesaretlendiriyor.
Mort ermutigt mich, wieder anzufangen.

İnsanlar mutsuz ve bu durum onları bir çözüm bulmak için cesaretlendiriyor.
Die Menschen fühlen sich unglücklich, und das muss sie zu der Suche nach einer Lösung antreiben.

Arkadaşlarınız sizi bu konuda cesaretlendiriyor.
Ihre Freunde sie hierzu animiert haben.

Bir aydır bu merkezde olduğun ve sıkıntıdan öldüğün için beni… cesaretlendiriyor olmayasın?
Ermutigst du mich, weil du auf Entziehungskur bist und dich langweilst?

Carrie ile şarkı söylemek beni cesaretlendiriyor.‘.
Mit Carrie zu singen, treibt mich total an.”.

Fransız gazeteleri terör örgütlerini cesaretlendiriyor.
Französische Zeitung ermutigt Terrororganisationen".

Sürekli bizi yeni şeyler yapmak için cesaretlendiriyor.
Sie ermuntert uns immer, neue aufregende Dinge zu tun.