Düşüncesinden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Düşüncesinden nefret etti.
Ben de onu bu düşüncesinden vazgeçirmiştim!
Düşüncesinden başka bir şey değil.
YellowstoneUn Volkan Düşüncesinden Daha Büyük.
Süresiz olarak herhangi bir yerde hapsolduğun düşüncesinden.
Combinations with other parts of speech
Evlenme düşüncesinden nefret ediyordu.
Her şeyi kaçırdığım düşüncesinden nefret ediyorum.
Annemi bu düşüncesinden vazgeçirmeye çalışıyor.
Kimse pis küvette banyo yapma düşüncesinden hoşlanmaz.
Seattle Fault Düşüncesinden Daha Büyük Deprem Tehdidi.
Çocuk olarak asla öldürmez ve hatta et yeme düşüncesinden.
Güney Avrupalılar Düşüncesinden Daha Fazla Afrika.
Size Küçük Bir Hikaye Söyleyeyim: Bir Zamanlar,Bir Zamanın Düşüncesinden Önce.
Yellowstone Supervolcano Düşüncesinden Daha Büyük.
Bazı insanlar aramızda katil ve suçluların yaşadığı düşüncesinden rahatsız.
Yellowstone Supervolcano Düşüncesinden Daha Büyük.
Alzheimer ile ilgili korkunun büyük bir kısmı, hastalıkla ilgili yapabileceğimiz olmadığı düşüncesinden kaynaklanır.
Bazı Tarantula Bites Düşüncesinden Daha Zararlı.
Öte yandan, birçok genç,gerçek kimliklerini ortaya çıkardıkları takdirde reddedilme düşüncesinden dehşete kapılırlar.
Bazı Tarantula Bites Düşüncesinden Daha Zararlı.
Başkalarının düşüncesinden, hatta kendi düşüncenden gelen özgürlüğü?
Hayatımı kontrol edemiyor olma düşüncesinden hoşlanmıyorum.''.
Bir ilişkide olma düşüncesinden vazgeçtim ve işlerime ve arkadaşlarıma yoğunlaştım.
DünyaNın Mantarı, Bilim Insanlarının Düşüncesinden Daha Çok 100 Derece F Oldu.
Yunanlılar, haklı olarak, parasal birlikten çıkarılma düşüncesinden tedirginler.
Onun Gregor olduğu düşüncesinden kurtulmaya çalış.
Sakinleri genellikle bildikleri ve sevdikleri bir aile evinden ayrılma düşüncesinden korkarlar.
Mamutlar, Son Zamanların Düşüncesinden Daha Çok Yaşadılar.
Jurassic Park Imkansız Olabilir, Ama Dino Dna Düşüncesinden Daha Uzun Sürüyor.
Seni de yanımda götürme düşüncesinden bir zevk aldığım söylenemez, Stan.